yelek

listen to the pronunciation of yelek
Turkish - English
vest

The police officer wore a bulletproof vest. - Polis memuru bir kurşun geçirmez yelek giydi.

Tom put on his fishing vest and hat and headed for the door. - Tom balık tutma yelek ve şapkasını giydi ve kapıya yöneldi.

waistcoat
waist
quill
weskit
cloak
waistcoat, jerkin, vest
wing feather, flight feather, quill, pinion (on a bird's wing)
vest, Brit. waistcoat
feather (of an arrow)
jerkin
tabard
hugmetight
yelek cebi
(Tekstil) waistpocket
yelek uzunluğu
(Tekstil) waistcoat length
ceket altı yelek
(Askeri) underwear vest
çelik yelek
(Askeri) body armour
Felek kimine kaftan giydirir kimine yelek kimine kavun yedirir kimine kelek
(Atasözü) A man must live according to his destiny
Felek kimine kaftan giydirir kimine yelek kimine kavun yedirir, kimine kelek
(Atasözü) A man must live according to his destiny
kolsuz yelek
sleeveless vest
yelekler
vests

Life vests are located under your seats. - Can yelekleri sizin koltukların altında bulunmaktadır.

dar ve kısa yelek
jerkin
deri yelek
jerkin
korse içine giyilen dantel yelek
(17.yy.) tucker
zırh yelek
hauberk
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) (A) Her nesnenin beyazı
(Osmanlı Dönemi) Beyaz keçi
Kuş kanadının büyük tüyleri
Osmanlı imparatorluğu zamanında ve günümüzde yöresel olarak özellikle kadınların giydiği, ipekli kumaş, kadife veya deriden yapılmış, işlemeli ve genellikle iki yanında cepleri bulunan bir giysi
Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi: "Sağ elini yelek cebine attı."- Ö. Seyfettin
önü ait olduğu takım elbisenin kumaşından dikilmiş, ceket altına giyilen düğmeli, yakasız ve kolsuz giysi
Kuş kanadının büyük tüyü, telek
Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy
Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi
candanlık
peto
jile
delme
(Osmanlı Dönemi) JİLE
çelik yelek
Özel alaşım ve maddelerle kurşun geçirmeyecek biçimde yapılmış üst giysisi
English - Turkish

Definition of yelek in English Turkish dictionary

çelik yelek
Bullet proof jacket
yelek
Favorites