yedeği

listen to the pronunciation of yedeği
Turkish - English
(Bilgisayar) backup of
yedek
reserve
Yedek
backup

I have no backup plan. - Benim yedek planım yok.

Do you have a backup plan? - Bir yedek planın var mı?

yedek
spare

I don't have a spare shirt. - Yedek bir gömleğim yok.

Tom opened the boot to take out the spare wheel. - Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.

yedek
substitute

Your substitute has already been picked out. - Sizin yedek oyuncunuz zaten seçildi.

That class had a substitute teacher for the first week of school. - O sınıf, okulun ilk haftası için bir yedek öğretmene sahipti.

yedek
auxiliary
acil durum yedeği
(Ticaret) contingency reserve
yedek
(Askeri) stay behind
yedek
emergency
yedek
(Ticaret) request
yedek
reliever
yedek
back-up
yedek
stand-in
yedek
relief
yedek
(Bilgisayar) backup of
yedek
led animal
yedek
(Mekanik) redundant
yedek
stand-by
yedek
extra

Do you have an extra key? - Yedek anahtarın var mı?

yedek
alternative
yedek
halter
yedek
towrope
yedek
(Bilgisayar) alternate
yedek
(Gıda) auxillary
yedek
lenten
yedek
(Bilgisayar) bkup
yedek
understudy
yedek
backup man
yedek
fill-in
yedek
reserved
yönetim yedeği
(Ticaret) management reserve
Yedek
standby
yedek
replacement
yedek
accessory
yedek
reservist
yedek
yedek
yedek
to spare
yedek
spares
yedek
{i} back#up
Yedek
alternate, alternative
akaryakıt harp yedeği stokları; hazırlanmış harp yedek stokları
(Askeri) petroleum war reserve stocks; pre-positioned war reserve stock
döküm petrol har yedeği ihtiyacı
(Askeri) bulk petroleum war reserve requirement
döküm petrol har yedeği stokları
(Askeri) bulk petroleum war reserve stocks
görev esas yedeği
(Askeri) mission essential backup
kütük yedeği
file backup
revizyon yedeği yükleme
(Askeri) endurance loading
sefer yedeği stok
(Askeri) mobilisation reserve stock
sefer yedeği stok
(Askeri) mobilization reserve stock
yedek
pilot
yedek
reserve service
yedek
duplicate

May I borrow a duplicate key for Room 360? - Oda 360 için bir yedek anahtar alabilir miyim?

He had a duplicate key made from that one. - Ondan yapılmış bir yedek anahtarı vardı.

yedek
towrope; towline
yedek
refill

Can I get you a refill? - Sana bir yedek alabilir miyim?

yedek
horse taken in tow as a spare
yedek
spare; reserve; held as a spare or reserve; standby
yedek
jury
yedek
stand by
yedek
(a) spare; (a) reserve, something held in reserve; (a) standby
yedek
substitutional
yedek
standby; halter; towrope; led animal; reserve; substitute, reserve, sub; backup; spare, extra; auxiliary, emergency
yedek
standby , backup , substitute
yedek
donkey
önceden mevzilendirilmiş harp yedeği malzeme stoğu
(Askeri) pre-positioned war reserve materiel stock
English - Turkish

Definition of yedeği in English Turkish dictionary

yedek
yedek
yedeği
Favorites