yaygin

listen to the pronunciation of yaygin
Turkish - English

Definition of yaygin in Turkish English dictionary

yaygın
prevalent

The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s. - 1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.

It is a prevalent belief, according to a nationwide poll in the United States, that Muslims are linked with terrorism. - ABD'de ülke çapındaki bir ankete göre Müslümanların terörle bağlantılı olduğu yaygın bir inançtır.

yaygın
(Hukuk) extensive
yaygın
widespread

There was widespread panic after the earthquake. - Depremden sonra yaygın bir panik vardı.

Bad English is the most widespread language in the world. - Bozuk İngilizce dünyanın en yaygın dilidir.

yaygın
common

Border fights were common. - Sınır kavgaları yaygındı.

While some private and church schools in America have uniforms, they are not common. - Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir.

yaygın
pervasive

Cares and worries were pervasive in her mind. - Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındı.

Cares and worries were pervasive in her mind. - Endişeler ve üzüntüler onun aklında yaygındılar.

yaygın
epidemic
yaygın
endemic
yaygın
general
yaygın
wide

English is by far the most widely-spoken language in the world. - İngilizce dünyada en yaygın konuşulan dildir.

His name was becoming widely known. - Onun adı yaygın olarak biliniyordu.

yaygın
pandemic
yaygın
familiar
yaygın
prevailing
yaygın
far-flung
yaygın
regnant
yaygın
rife
yaygın
expansive
yaygın
Catholic
yaygın
diffusive
yaygın
diffuse
yaygın
epidemical
yaygın
widespread, prevalent; common
yaygın
broad
yaygın
rampant

Starvation and disease were rampant among the lowest classes. - Açlık ve hastalık en alt sınıflar arasında yaygındır.

yaygın
worldwide
yaygın
spread
yaygın
patulous
yaygın
popular

Contrary to popular belief, Tom isn't that naive. - Yaygın görüşün aksine, Tom o kadar da saf değildir.

Shark fin soup is very popular in China. - Köpek balığı süzgeci çorbası Çin'de çok yaygındır.

yaygın
universal
yaygın
widely distributed
yaygın
current

The old belief is still widely current. - Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.

yaygın
frequent

Although in common usage, this word is frequently mispronounced. - Yaygın kullanımına rağmen, bu sözcük sık sık yanlış telaffuz edilir.

The third most frequent letter in Esperanto is e. - Esperantodaki en yaygın üçüncü harf e dir.

Yaygın
a dime in a dozen

Earthquakes are like a dime in a dozen in Japan.

yaygın
commonest
yaygın
vernacular
yaygın
subtile
yaygın
disseminated
yaygın
(Anatomi) diffus
yaygın
far flung
yaygın
farflung
yaygın eğitim
Mass education
yaygın söylenti
spread rumors
yaygın alk
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: alkler) guillemot
yaygın eğitim
informal education
yaygın kanıya göre
in prevailing opinion
yaygın olarak
extensively
yaygın olmak
go about
yaygın olmak
come up
yaygın olmak
prevail
yaygın olmak
go around
yaygın olmak
come in
yaygın söylenişli ünlü
(Dilbilim) spread vowel
yaygın ve yıkıcı örgüt
octopus
Turkish - Turkish

Definition of yaygin in Turkish Turkish dictionary

yaygın
Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan. Çoğu kimselerde görülen, beğenilen, sevilen: "Yaygın bir kültürü ve her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı."- H. Taner
yaygın
Sınırı genişlemiş: "Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir."- Anayasa
yaygın
Sınırı genişlemiş
yaygın
Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan
yaygın
Çoğu kimselerde görülen, beğenilen, sevilen
YAYGIN EĞİTİM
(Hukuk) Örgün eğitim yanında veya dışında düzenlenen eğitim faliyetlerinin tümü
yaygın eğitim
Örgün eğitim imkânlarından hiç yararlanmamış olanlara, gittikleri okuldan erken ayrılanlara veya örgün eğitim kurumlarında okumakta olanlara ve meslek dallarında daha yeterli duruma gelmek isteyenlere uygulanan eğitim
yaygın yanlış
Genelleştiği için yanlışlığına önem verilmeden kullanılagelen (söz, deyim, terim), galatımeşhur
yaygın öğretim
Yaygın eğitim sistemi ile gerçekleştirilen öğretim