The fire spread and licked the neighboring house.
- Ateş yandaki evin duvarlarına kadar yayılmıştı.
The Serpent Bearer is an outspread but not very prominent constellation.
- Serpent Bearer yayılmış fakat çok belirgin olmayan bir takımyıldızı.
A great light was diffused over the baseball stadium.
- Beyzbol stadyumunun üzerinde büyük bir ışık yayılmıştı.
A great light was diffused over the baseball stadium.
- Beyzbol stadyumunun üzerinde büyük bir ışık yayılmıştı.
We have to get Heracles' bow back.
- Heracles'in yayını geri almalıyız.
The Indians fought with bows and arrows.
- Kızılderililer yaylarla ve oklarla savaştılar.
A violin is a stringed instrument.
- Keman, yaylı bir enstrümandır.
Tom often thinks of Mary when he hears a string quartet.
- Tom yaylı sazlar dörtlüsü duyduğunda sık sık Mary'yi düşünür.
The fire, which has been raging for over a week in eastern California, continues to expand.
- Bir haftadır kırıp geçiren Doğu Kaliforniya'daki yangın, yayılmaya devam ediyor.
The Steve Miller Band released a new album in June of 2010.
- Steve Miller Band, 2010'un Haziranında yeni bir albüm yayınladı.
Super Mario Bros. was released thirty years ago.
- Süper Mario Kardeşler otuz sene önce yayınlanmıştı.
She tried to prevent the rumor from spreading.
- O, söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı.
Tom was guilty of spreading lies about Mary.
- Tom Mary hakkında yalanları yaymakla suçluydu.
That organization disseminates a lot of information, none of which can be trusted.
- O örgüt hiçbiri güvenilir olamayacak kadar çok bilgiyi yaymaktadır.
A dreary landscape spread out for miles in all directions.
- Kasvetli bir manzara, her yöne millerce yayıldı.
We should check the spread of the disease.
- Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.
The arc of the moral universe is long, but it bends toward justice.
- Ahlaki evrenin yayı uzun, ancak adalete doğru eğilir.
Planets don't emit light by themselves.
- Gezegenler kendiliğinden ışık yaymazlar.
Bicycles are a form of transportation that provides exercise and does not emit pollution.
- Bisikletler egzersiz sağlayan ve kirliliği yaymayan bir ulaştırma şeklidir.
Yay! I have finally finished my work!.