yayılış

listen to the pronunciation of yayılış
Turkish - English
spread
deployed
yay
spring
yay
bow

In Japan, bowing is common courtesy. - Japonya'da eğilmek yaygın bir nezakettir.

The Indians fought with bows and arrows. - Kızılderililer yaylarla ve oklarla savaştılar.

yay
longbow
yay
(Bilgisayar) stretch
yay
string

A violin is a stringed instrument. - Keman, yaylı bir enstrümandır.

Tom often thinks of Mary when he hears a string quartet. - Tom yaylı sazlar dörtlüsü duyduğunda sık sık Mary'yi düşünür.

yay
(Bilgisayar) expand

The fire, which has been raging for over a week in eastern California, continues to expand. - Bir haftadır kırıp geçiren Doğu Kaliforniya'daki yangın, yayılmaya devam ediyor.

yay
release

The Steve Miller Band released a new album in June of 2010. - Steve Miller Band, 2010'un Haziranında yeni bir albüm yayınladı.

I cannot release that information. It is private. - O bilgiyi yayınlayamam. O özel.

yay
{f} disseminated
yay
volute spring
yay
{f} spreading

She tried to prevent the rumor from spreading. - O, söylentinin yayılmasını engellemeye çalıştı.

Tom was guilty of spreading lies about Mary. - Tom Mary hakkında yalanları yaymakla suçluydu.

yay
disseminate

That organization disseminates a lot of information, none of which can be trusted. - O örgüt hiçbiri güvenilir olamayacak kadar çok bilgiyi yaymaktadır.

yay
spread

We should check the spread of the disease. - Biz hastalığın yayılmasını kontrol etmeliyiz.

Heat was spread throughout the room by the electric stove. - Isı odanın her tarafına elektrik sobasıyla yayıldı.

Yay
Sagittarius
Yay
Archer
Yay
astrology Sagittarius, the Archer
yay
arch
yay
coil
yay
arc

The arc of the moral universe is long, but it bends toward justice. - Ahlaki evrenin yayı uzun, ancak adalete doğru eğilir.

yay
spring; string
yay
coil spring
yay
bow; arch; spring; arc
yay
emit

Flesh does not emit light... or does it? - Ten ışık yaymaz... ya da yayar mı?

Bicycles are a form of transportation that provides exercise and does not emit pollution. - Bisikletler egzersiz sağlayan ve kirliliği yaymayan bir ulaştırma şeklidir.

English - English
Turkish - Turkish
English - Turkish

Definition of yayılış in English Turkish dictionary

yay
bu kadar
yay
oleyy! yaşasın! sevinç belirtisi