yavaş

listen to the pronunciation of yavaş
Turkish - English
slow

Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home. - Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.

Speak slower, please. - Lütfen daha yavaş konuşun.

slow; gentle, mild; quiet, soft; slowly, slow
largo
Slow down!/Go slowly!/Take it easy!
slowly

Please speak more slowly. - Lütfen daha yavaş konuşun.

Could you please speak a little bit more slowly? - Biraz daha yavaşça konuşabilir misin?

languishing
poco
mild-mannered, gentle
gingerly
quiet, soft
quietly, softly
gently, lightly. Y
slowspeed
leisurely
lingering
tardy
not fast
mild
easy does it
slower

Can you speak a little slower? - Biraz daha yavaş konuşur musun?

Could you talk a little slower? - Biraz daha yavaş konuşabilir misiniz?

slow coach
(Bilgisayar) lazy
gradual

The balloon descended gradually as the air came out. - Hava boşalırken balon yavaşça indi.

The sky has gradually clouded over. - Gökyüzü yavaşça bulutlandı.

(Konuşma Dili) not so fast
sluggish

I just felt slow and sluggish. - Ben sadece yavaş ve halsiz hissettim.

slack
torpid
heavy
inert
gentle

Tom gave Mary a gentle push. - Tom, Mary'yi yavaşça itti.

lento
logy
slowest

He may be the slowest one in our class. - O sınıfımızdaki en yavaş kişi olabilir.

Tatoeba is the slowest site. - Tatoeba en yavaş sitedir.

dilatory
laggard
grave

The Phantom slowly, gravely, silently, approached. - Hayalet yavaş yavaş, ciddi, sessizce yaklaştı.

tardo
adagio
yavaş yavaş
gradually

The bus picked up the speed gradually. - Otobüs yavaş yavaş hızlandı.

The sky has gradually clouded over. - Gökyüzü yavaş yavaş bulutlandı.

yavaş yavaş
slowly

She was leaving and was walking slowly from me. - O benden ayrılıyordu ve yavaş yavaş yürüyordu.

The paper plane fell slowly to earth. - Kağıt uçak yavaş yavaş yere düştü.

yavaş yavaş yok etmek
(Hukuk) undermine
yavaş ilerleyen
lingering
yavaş yavaş
1. slowly. 2. gradually; bit by bit
yavaş yavaş hareket ettirmek
inch
yavaş yavaş azalmak
wear off
yavaş tempo
slow tempo
yavaş yavas zuhur etm.; gelismek
ETM slowly emerge slowly.; development
yavaş yürümek
to walk slowly
yavaş çekim
slow shutter
yavaş, sessiz
slow, quiet
yavaş atın çiftesi pek olur
still waters run deep
yavaş dalga
slow wave
yavaş davranmak
be slow to
yavaş gel/ol!
1. Don't try to have me on!/Quit pulling my leg! 2. Slow down!/Take it easy!
yavaş gitmek
go slow
yavaş hareket
slow motion
yavaş hareket eden kimse
snail
yavaş ilerleme
crawl
yavaş ilerlemek
(trafik) to crawl
yavaş ilerlemek
crawl
yavaş işleyen
slowspeed
yavaş konuşmak
be slow of speech
yavaş koşma
dogtrot
yavaş koşu
jogtrot
yavaş nötron
slow neutron
yavaş pişirme
slow boiling
yavaş sürmek
tootle
yavaş tempoda koşmak
jog
yavaş tempoda koşmak
jogtrot
yavaş tütün
mild tobacco
yavaş veya tek paletle dönüş
gradual turn
yavaş yavaş
inch by inch
yavaş yavaş
at leisure
yavaş yavaş
by slow degrees
yavaş yavaş
by inches
yavaş yavaş
(Hukuk) gradual

The bus picked up the speed gradually. - Otobüs yavaş yavaş hızlandı.

With the coming of spring, everything is gradually coming to life again. - Baharın gelmesiyle birlikte her şey yavaş yavaş yeniden hayata dönüyor.

yavaş yavaş
slowly, gradually, little by little, step by step, bit by bit
yavaş yavaş
little by little

He will get better little by little. - Yavaş yavaş iyileşecek.

I am beginning to like Ken little by little. - Ken'den yavaş yavaş hoşlanmaya başlıyorum.

yavaş yavaş
leisurely
yavaş yavaş
bit by bit

Bit by bit, he could attract her with his behaviour. - Yavaş yavaş, davranışı ile onu çekebildi.

I am becoming accustomed to the severe climate here bit by bit. - Buradaki sert iklime yavaş yavaş alışıyorum.

yavaş yavaş
by stages
yavaş yavaş azaltmak
whittle off
yavaş yavaş azaltmak
whittle away
yavaş yavaş azaltmak
whittle down
yavaş yavaş değişmek
shade away
yavaş yavaş değişmek
shade off
yavaş yavaş dolaşma
amble
yavaş yavaş dolaşmak
amble
yavaş yavaş gelmek
work around to
yavaş yavaş gelmek
work round to
yavaş yavaş ikna etmek
spoonfeed smth. to smb
yavaş yavaş ilerletmek
edge
yavaş yavaş karıştırmak
stir slowly
yavaş yavaş kaybolan
sinking
yavaş yavaş kaybolmak
shade away
yavaş yavaş kaybolmak
trickle out
yavaş yavaş kaybolmak
tail away
yavaş yavaş kaynamak
simmer
yavaş yavaş kaynatmak
keep at a simmer
yavaş yavaş ortadan kalkmak
die out
yavaş yavaş uzaklaşmak
edge off
yavaş yavaş yaklaşmak
work round to
yavaş yavaş yaklaşmak
work around to
yavaş yavaş yürümek
go at a walk
yavaş yavaş çıkmak
trickle
yavaş yavaş ödeme
sinking
yavaş yavaş ölmek
die off
yavaş yavaş ölüme gitmek
totter to one's grave
yavaş yavaş önceki görüntünün yerini alma
fade in
yavaş yavaş önceki sesin yerini alma
fade in
yavaş çalınan parça
largo
yavaş öğrenen
backward
yavaş öğrenme
backwardness
yarı yavaş
andante
ilerde yavaş yavaş
by and by
yavaş yavaş
step by step
yavaş yavaş
take it easy
yavaş yavaş
softly

Tom and Mary were speaking softly in French. - Tom ve Mary yavaş yavaş Fransızca konuşuyordu.

yavaşlar
slow
aküyü yavaş yavaş şarj eden cihaz
trickle charger
genelde daha yavaş yazdırma
(Bilgisayar) generally slower printing
lütfen biraz daha yavaş konuşun
Please speak more slowly
müşteri bulmak için yavaş ilerleyen taksi
crawler
oldukça yavaş
stepwise
sesin yerini yavaş yavaş sonraki sese bırakması
fade out
tempolu ve yavaş koşma
jogging
yavaş yavaş
slow

The balloon descended slowly. - Balon yavaş yavaş indi.

The river flows slowly to the sea. - Nehir yavaş yavaş denize doğru akar.

yavaş yavaş
languid
yerini yavaş yavaş sonraki görüntüye bırakma
fade out
çok yavaş
pianissimo
çok yavaş olarak
pianissimo
önemini yavaş yavaş kaybetmek
de escalate
yavaş
Favorites