Definition of yatak in Turkish English dictionary
- bed
Tom spent the whole day reading in bed.
- Tom bütün gününü yatakta okuyarak geçirdi.
This house is nearby, it has two bedrooms and a living room, and the decoration isn't bad; it's 1500 a month.
- Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.
- mattress
This is a very hard mattress.
- Bu çok sert bir yatak.
To make a mattress for camping, we stuffed a sack with straw.
- Kamp için yatak yapmak için bir çuvalı samanla doldurduk.
- bedding
- riverbed
- (Askeri) anchorage
- race
- palier
- channel
- pad
- stratum
- (Kanun) accessory
- watercourse
- anti-friction lining
- hideaway
- ore bed
- roller bearing
- hideout
- support
- mount
I can see mountains from my bedroom window.
- Yatak odası penceremden dağlar görebiliyorum.
- (Tıp) laver
- haunt
- seam
- kip
- seminary
- den
- seating
- mech. (a) bearing
- seam, bed, vein, lode, or placer (of a mineral)
- trench into which seedling plants are transplanted
- bye bye
- place abounding in (game)
- bed, couch; lair, den; anchorage, berth; riverbed; stratum, ore bed, deposit; bearing; (hırsız, vb.) den
- bunk
- bearings
- bed; bedstead
- sleeping pad
- sack
To make a mattress for camping, we stuffed a sack with straw.
- Kamp için yatak yapmak için bir çuvalı samanla doldurduk.
- berth
- flop
- den, lair (of thieves or animals)
- chamber (of a gun)
- bearing
- receiver of stolen goods, fence; person who harbors a criminal
- boss
- doss
- bed (of a stream, river, or lake); course, channel (of a stream or river)
- straw-filled container in which eggs or fruits are stored: yatak limonu lemon which has been stored in straw
- hotbed
- recess
- headstock
- the bed
- a bed
- lit
Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
- Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
If you aren't feeling well, maybe you should rest in bed a little longer.
- Eğer iyi hissetmiyorsan, belki de yatakta biraz daha dinlenmelisin.
- (Nükleer Bilimler) wear ring
- seat
- yatak odası
- bedroom
Has the flat got three bedrooms?
- Apartman dairesinin üç yatak odası var mı?
This house is nearby, it has two bedrooms and a living room, and the decoration isn't bad; it's 1500 a month.
- Bu ev yakında, iki yatak odası ve bir oturma odası var, ve dekorasyonu kötü değil; ayda 1500.
- yatak çarşafı
- sheet
- yatak takımları
- clothes
- yatak vakti
- bedtime
- yatak
- (Tekstil) headstock
- yatak (gemi)
- bunk
- yatak açmak
- gain
- yatak başı
- bedhead
- yatak burcu
- (Havacılık,Teknik) bush
- yatak burcu
- (Otomotiv) bearing bush
- yatak kabı
- (Mekanik) bearing cup
- yatak kovanı
- (Mekanik) cage
- yatak sayısı
- number of beds
- yatak yapmak
- make up
- yatak yapmak
- (Dilbilim) bed down
- yatak yarası
- (Tıp) pressure sore
- yatak yarası
- (Tıp) decubitus ulcer
- yatak yükü
- (Çevre) bed load
- yatak örtüsü
- spread
- yatak odası
- bed room
- yatak toplamak
- Make one's bed
- yatak örtüsü
- Bedcover, bedspread, counterpane, coverlet, coverlid
- yatak örtüsü
- Bedspread, counterpane, coverlet, coverlid
- yatak alaşımı
- bearing alloy
- yatak arkadaşı
- bedfellow
- yatak arkadaşı
- screw
- yatak basıncı
- bearing pressure
- yatak bazası
- bed base
- yatak başı
- bedside
- yatak başı
- headboard
- yatak başı
- head of the bed
- yatak bloğu
- bearing block
- yatak borusu
- bearing tube
- yatak burcu
- bearing bushing
- yatak derzi
- bed joint
- yatak döşek yatma
- sickbed
- yatak fırfırı
- valance
- yatak göbeği
- bearing cone
- yatak gövdesi
- plummer block
- yatak hamili
- bearing carrier
- yatak harcı
- bedding course
- yatak harcı
- underbed
- yatak harcı
- bedding mortar
- yatak hazırlamak
- shake down
- yatak istirahâti
- rest cure
- yatak kabuğu
- bearing shell
- yatak kafesi
- bearing cage
- yatak kapasitesi
- bedspace
- yatak kapağı
- bearing cap
- yatak kepi
- bearing cap
- yatak keçesi
- bearing felt
- yatak kiti
- bearing kit
- yatak konu
- bearing cone
- yatak kovanı
- bearing cage
- yatak kovanı
- saddle
- yatak kıyafeti
- nightwear
- yatak kıyafeti
- night-clothes
- yatak liman large harbor
- (capable of accommodating a naval fleet)
- yatak lâzımlığı
- bedpan
- yatak madeni
- babbit
- yatak madeni
- babbit metal
- yatak mahfazası
- bearing box
- yatak manşonu
- bearing sleeve
- yatak mesnedi
- bearing bracket
- yatak metali
- bearing metal
- yatak meyli
- channel grade
- yatak mili
- bearing spindle
- yatak nişi
- bed recess
- yatak odası
- bedchamber
- yatak pimi
- bearing pin
- yatak pirinci
- bearing brass
- yatak plakası
- bearing plate
- yatak pulu
- bearing washer
- yatak rondelası
- bearing washer
- yatak salmastrası
- bearing packing
- yatak sarma
- seizure
- yatak seli
- bearing insert
- yatak sermek
- lay a bed
- yatak sürtünmesi
- bearing friction
- yatak sınırı
- (Madencilik) ore deposit limit
- yatak takımları
- bedclothes
- yatak takımı
- bedding
- yatak takımı
- set of bedding
- yatak takımı
- bed clothing
- yatak takımı
- set of bedding, bedclothes, bedding
- yatak tornası
- bearing boring machine
- yatak tuncu
- bearing bronze
- yatak ucu
- bearing end
- yatak ve yiyecek
- bed and board
- yatak yanı
- bedside
Tom turned off his bedside lamp.
- Tom yatak yanı lambasını kapattı.
- yatak yapmak
- bed
- yatak yapmak
- to make a bed
- yatak yarası
- bedsore
- yatak yarısı
- (Otomotiv) bearing half
- yatak yağlanması
- bearing lubrication
- yatak yağı
- bearing oil
- yatak yağı
- bearing grease
- yatak yuvası
- retainer
- yatak yüzeyi
- bearing surface
- yatak yüzeyi
- (Jeoloji) bedding plane
- yatak yüzü
- bedtick, tick
- yatak zarfı
- cup (bearing)
- yatak çarşafı
- bed sheet
- yatak ölçü kodu
- (Otomotiv) bearing no
- yatak örtüleri
- bedclothes
Air the bedclothes when the weather is good.
- Hava iyi olduğu zaman yatak örtülerini havalandır.
He didn't find the bedclothes.
- O, yatak örtülerini bulamadı.
- yatak örtüsü
- coverlid
- yatak örtüsü
- counterpane
- yatak örtüsü
- bedspread
- yatak örtüsü
- coverlet
- yatak örtüsü
- bedspread, coverlet, counterpane
- yatak ısıtıcı
- warming pad
- yatak şaftı
- bearing shaft
- yatak şapkası
- nightcap
- yarık yatak
- split bearing
- yaylı yatak
- spring bearing
- yaylı yatak
- spring bed
- bombeli yatak
- (Askeri) hub bearing
- burç yatak
- bearing
- burç yatak
- (Otomotiv) bushing
- damar yatak
- (Madencilik) vein deposit
- dolgulu yatak
- packed bed
- ebeveyn yatak odası
- master bedroom
- eksenel yatak
- thrust bearing
- ilave yatak
- (Turizm) additional bed
- konik yatak
- conical bearing
- konik yatak
- bevel seat
- konik yatak
- cone bearing
- rulman yatak
- (Otomotiv) ball bearing
- tortul yatak
- (Coğrafya) sedimentary deposit
- yataklar
- (Bilgisayar) couches
- yatak odası
- sleeping room
- yatak örtüsü
- bed covering
- yatak örtüsü
- bedcover
- ikili yatak
- double bed
- portatif yatak
- Portable Beds
- yatak örtüsü
- bed-cover
- yataklar
- beds
They sleep in separate beds.
- Onlar ayrı yataklarda uyuyorlar.
We found the beds quite comfortable.
- Biz yatakları oldukça rahat bulduk.
- çift kişilik yatak
- queen bed
- alt yatak
- lower berth
- alçak yatak
- divan bed
- ana yatak
- main bearing
- ara yatak
- intermediate bearing
- askılı yatak
- hammock
- asma yatak
- hammock
- asma yatak
- hanging bearing
- ağ yatak
- hammock
- ağ yatak
- hammock hamak
- belgeli yatak
- (Turizm) certificated-bed
- bilyalı yatak
- ball bearing
- bilye yatak bağası
- ball roller retaining plug
- bilyeli yatak
- ball bearing
- bronz yatak
- bronze bushing
- cennet yatak
- (Marangozluk) spring-bed
- değme yatak
- contact deposit
- düz yatak
- plain bearing
- dış yatak
- outer bearing
- eksenel yatak
- axial bearing
- eksenel yatak pulu
- thrust washer
- ekstra yatak
- extra bed
- en büyük boy yatak
- kingsize matress
- en büyük boy yatak
- king
- fiilen işletilen yatak
- (Turizm) actually operated bed
- gezer yatak
- (Mekanik) follower rest
- hareketli yatak
- mobile bed
- havalı yatak
- air bearing