She decided to take legal advice.
- O yasal danışmanlık almaya karar verdi.
A legal kiss will never equal a stolen one.
- Yasal bir öpücük çalıntı olanla asla eş değerde değildir.
They have legitimate gripes.
- Onların yasal sıkıntıları var.
I think my complaint is valid.
- Şikayetimin yasal olduğunu düşünüyorum.
He is the lawful owner of the company.
- Şirketin yasal sahibidir.
I only want what is rightfully mine.
- Ben sadece yasal olarak benim olanı istiyorum.
That seems legit to me.
- O bana yasal görünüyor.
This sounds totally legit.
- Bu tamamen yasal geliyor.
Paradoxically, the President of Turkey is the de jure head of state but has no legal role in government.
- Türkiye Cumhurbaşkanı, paradoksal bir biçimde hukuken devletin başı olmasına rağmen hükümet içinde yasal bir konumu yoktur.
This sounds totally legit.
- Bu tamamen yasal geliyor.
It's technically legal.
- O, teknik olarak yasaldır.
It's technically legal.
- O, teknik olarak yasaldır.