yasalı

listen to the pronunciation of yasalı
Turkish - English
legal, lawful, legitimate, licit
yasa
statute
yasa
code

The Code of Hammurabi is one of the world's most ancient legal codes. - Hammurabi kanunu dünyanın en eski yasal kanunlarından biridir.

The Code of Hammurabi is one of the world's most ancient code of laws. - Hammurabi kodu dünyanın en eski yasa kodlarından biridir.

yasa
(Hukuk) law

Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource. - Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.

Newton established the law of gravity. - Newton yerçekimi yasasını kanıtlamıştır.

yasa
act

Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN. - Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.

The lawyer recommended his client to take legal action. - Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti.

yasa
(a) law
yasa
(Ticaret) code of conduct
yasa
legislation

Southern senators blocked anti-lynching legislation through the 1930s. - Güney senatörleri 1930'lu yıllara kadar linç önleme yasasını engelledi.

We have to pass this legislation. - Bu yasayı geçirmek zorundayız.

yasa
rule

That's against the rules. - Bu yasalara aykırıdır.

The Supreme Court ruled that the law was illegal. - Yargıtay yasanın yasa dışı olduğuna karar verdi.

yasa
(Latin) lex
yasa
annul
yasa
ordinance
yasa
constitution

The 14th Amendment to the U.S. Constitution was ratified in 1868. - ABD Anayasasında 14. yasa değişiklikliği 1868 yılında onaylanmıştır.

We need to uphold laws against discrimination — in hiring, and in housing, and in education, and in the criminal justice system. That is what our Constitution and highest ideals require. - Ayrımcılığa karşı yasaları, işe alma, konut edinme, eğitim ve ceza adalet sistemini de desteklemeliyiz. Anayasa ve en üst düzey ideallerimiz gerektirdiği budur.

yasa
enactment
yasa
legislate
yasa
the law

We ought to obey the law. - Biz yasaya itaat etmeliyiz.

The lawyer explained the new law to us. - Avukat yeni yasayı bize açıkladı.

yasa
act of congress
yasa
regulation
yasa
law, act kanun
yasa
enaction
yasa
code of laws, law code
Turkish - Turkish
Yasaya uygun veya yasanın buyurduğu, kanunî
Yasa
kanun

Kanun, yaşı küçük olanların sigara içmesini yasaklıyor. - Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor.

Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor. - Kanun, yaşı küçük olanların sigara içmesini yasaklıyor.

yasa
Olayların gidişinde olağan dışına yer vermeyen, değişmezlik ve mecburiyet gösteren kural
yasa
Toplumsal hayat içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması toplum içinde yaşamanın bir mecburiyeti olan alışkılarının bütünü
yasa
Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması şart olan temel
yasa
Bilimde çok sayıda deney ve gözlemlerden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum
yasa
Çok sayıda deney ve gözlemlerden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum