yargıcı

listen to the pronunciation of yargıcı
Turkish - English
arbitrator
law juror
adjudicator
arbiter
arbitrator; referee
umpire
yargıç
judge

The man went to pieces when the judge said he would have to go to prison for life. - Yargıç onun ömür boyu hapsedileceğini söylediğinde adam sinir krizine girdi.

Tom certainly impressed the judges. - Tom kesinlikle yargıçları etkiledi.

sorgu yargıcı
coroner

Tom worked at the coroner's office. - Tom sorgu yargıcının ofisinde çalıştı.

yargıç
justice
reddetme jüri veya yargıcı
challenge
sulh yargıcı
magistrate
yargıç
recorder
yargıç
bench
Anayasa Mahkemesi Yargıcı
(Kanun) Supreme court justice
Yüksek mahkeme yargıcı
(Kanun) Supreme court justice
bölge yargıcı
district judge
cenevre sulh yargıcı
syndic
sulh yargıcı
judge of the peace, magistrate
yargıç
beak
yargıç
adjudicator
yargıç
law judge
yargıç
commissioner
yargıç
judicator
Turkish - Turkish
Hakem
fatalist
yan yargıcı
bakınız: yan hakem
yardımcı yargıcı
Başyargıcıya yardımcı olan yetkili
sorgu yargıcı
Sanıkları sorguya çeken yargıç, sorgu hâkimi, müstantik
yargıç
Millet adına, yargı yetkisini kullanarak yasaya aykırı davranışlarda veya uyuşulmayan işlerde yasayı yerine getirmekle, adaleti gerçekleştirmekle görevli kimse, hâkim