There are grants available.
- Mevcut yardımlar var.
I need medical assistance.
- Tıbbî yardıma ihtiyacım var.
Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
- Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Health workers aid people in need.
- Sağlık çalışanları ihtiyacı olan insanlara yardım eder.
Victims of the hurricane received financial aid from the government.
- Kasırga mağdurları hükümetten mali yardım aldı.
Give help to anyone who needs it.
- Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
Can you help me down?
- Bana yardım edebilir misin?
In return for helping you with your studies, I'd like to ask a small favor of you.
- Çalışmalarınızda size yardım karşılığında, ben sizden küçük bir iyilik rica ediyorum.
I called you because I need a favor.
- Bir yardıma ihtiyacım olduğu için seni aradım.
They went to the boy's rescue.
- Onlar çocuğun yardımına gittiler.
Try to hold on until a rescue team arrives.
- İlk yardım ekibi gelinceye kadar dayanmaya çalış.
May I be of assistance?
- Yardım edebilir miyim?
Motherhood and childhood are entitled to special care and assistance. All children, whether born in or out of wedlock, shall enjoy the same social protection.
- Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.
Could you lend me a hand?
- Bana yardım edebilir misin?
Can I give you a hand?
- Yardım edebilir miyim?
Tom couldn't have been more helpful.
- Tom daha yardımsever olamazdı.
Tom certainly helped make our party more fun.
- Tom kesinlikle partimizi daha eğlenceli yapmak için yardım etti.
The service agent helped me solve my problem.
- Servis temsilcisi problemi çözmeme yardım etti.
In what way may I be of service to you?
- Size nasıl yardımcı olabilirim?
His last recourse will be to go to his father for help.
- Onun son başvurusu yardım için babasına gitmek olacak.
Tom called tech support for help.
- Tom yardım için teknik desteği aradı.
I was trying to be supportive.
- Yardımcı olmaya çalışıyordum.
My car is stuck in the mud. Could you help me push it out?
- Arabam çamura saplanmış. Onu dışarı itmem için bana yardımcı olabilir misin?
The students wanted us to help push the car.
- Öğrenciler arabayı itmek için yardım etmemizi istedi.
The three brothers must help one another.
- Üç erkek kardeş birbirlerine yardım etmeliler.
Friends should help one another.
- Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır.
I thank you for your helpfulness.
- Yardımseverliğiniz için teşekkür ederim.
Yoshio helped me lift the box up.
- Yoshio kutuyu kaldırmama yardım etti.
Can you help me lift this?
- Bunu kaldırmama yardım eder misin?
Tom has been on the dole since the 6th of August, when he lost his job.
- Tom işini kaybettiğinde ağustosun altısından beri işsizlik yardımı alıyor.
Relief has been sent to the flood sufferers.
- Sellerden etkilenenlere yardım gönderildi.
Tom absconded with all the money donated for earthquake relief.
- Tom deprem yardımı için bağışlanan tüm parayla birlikte kaçtı.
You can make it! Go for it. I'll stand by you.
- Onu yapabilirsin! Kim tutar seni. Yardımına hazır olacağım.
I'm living on welfare, without a car or anything.
- Devletten aldığım yardımla geçiniyorum, ne arabam ne başka bir şeyim var.
The committee is discussing social welfare.
- Kurul sosyal yardımı görüşüyor.