Elves are Santa's little helpers.
- Periler Noel Baba'nın küçük yardımcılarıdır.
I want to hire a helper.
- Ben bir yardımcı çalıştırmak istiyorum.
This sentence is in the present perfect. 'have' is not a verb, but an auxiliary verb.
- Bu cümle Present Perfect Tense. 'Have bir fiil değil ama bir yardımcı fiil.
We do not need a new auxiliary language, the English language already fulfills that role.
- Yeni bir yardımcı dile ihtiyacımız yok, İngilizce zaten o rolü yerine getiriyor.
His present assistant is Miss Nokami.
- Onun şimdiki yardımcısı Bayan Nokami'dir.
He is an archeologist's assistant.
- Kendisi bir arkeolog'un yardımcısıdır.
Good health is conducive to happiness.
- İyi sağlık, mutluluk için yardımcıdır.
Dan is a retired deputy sheriff.
- Dan emekli şerif yardımcısıdır.
Tom Jackson is the deputy director.
- Tom Jackson müdür yardımcısıdır.
You're supposed to be an accessory.
- Bit yardımcı olman gerekiyor.
Tom is an adjunct professor.
- Tom bir yardımcı profesördür.
The dictator had the absolute loyalty of all his aides.
- Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.
We aided him with money.
- Biz ona parayla yardımcı olduk.
We aided him with money.
- Biz ona parayla yardımcı olduk.
The dictator had the absolute loyalty of all his aides.
- Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.
The vice-president attended the ceremony on behalf of the president.
- Başkan yardımcısı törene başkan adına katıldı.
He would leave the job to his vice president.
- İşi başkan yardımcısına bırakacaktı.
Dr. Hellebrandt is an associate professor in that excellent university.
- Dr. Hellebrandt bu mükemmel üniversitede yardımcı doçenttir.
Tom underwent hypnotherapy to help him give up smoking.
- Tom sigarayı bırakmasına yardımcı olmak için hipnoterapi uyguladı.
Thanks for your explanation. It helps to understand the sentence correctly.
- Açıklaman için teşekkürler. Bu, cümleyi doğru anlamaya yardımcı olur.
Has Tom been helpful?
- Tom yardımcı oldu mu?
I'm sorry I couldn't be more helpful.
- Daha fazla yardımcı olamadığım için üzgünüm.
Maybe I can be of service.
- Belki de yardımcı olabilirim.
In what way may I be of service to you?
- Size nasıl yardımcı olabilirim?
Tom won't be cooperative.
- Tom yardımcı olmayacak.
Tom thought Mary was cooperative.
- Tom Mary'nin yardımcı olduğunu düşündü.
Tea and coffee helps to start the day.
- Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
Will you help me translate?
- Çeviri yapmama yardımcı olur musun?
She won an Oscar nomination for best supporting actress.
- O, en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar adaylığını kazandı.
Tom won the Oscar for Best Supporting Actor.
- Tom en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında oskar kazandı.
He had no friend to help him.
- Ona yardımcı olacak arkadaşı yoktu.
I'm trying to help a friend.
- Ben bir arkadaşa yardımcı olmaya çalışıyorum.
The crew was supportive.
- Mürettebat yardımcıydı.
Thank you for being so supportive.
- Bu kadar yardımcı olduğun için teşekkür ederim.