Tom volunteered a good deal of his time to helping those less fortunate than himself.
- Tom kendinden daha az şanslı olanlara yardım etmek için zamanının çoğunu harcamaya gönüllüydü.
I was attracted to the idea of helping others and getting money.
- Diğerlerine yardım etme ve para kazanma fikri beni cezbetti.
They came to our aid at once.
- Onlar derhal bize yardım etmeye geldiler.
I expect him to come to our aid.
- Onun bize yardım etmeye gelmesini istiyorum.
I helped my father yesterday.
- Dün babama yardım ettim.
Yesterday I helped the father.
- Dün babama yardım ettim.
I assisted her in moving the furniture.
- Mobilyayı taşımada ona yardım ettim.
She assisted her brother with his homework.
- Erkek kardeşine ev ödevinde yardım etti.