Thanks for spending so much time helping us.
- Bize yardım ederek çok fazla zaman harcadığın için teşekkürler.
She spends a lot of time helping her children learn to deal with money.
- O, çocuklarının para ile alışveriş etmelerine yardım ederek çok zaman harcar.
She eagerly took a second helping of ice cream.
Tom volunteered a good deal of his time to helping those less fortunate than himself.
- Tom kendinden daha az şanslı olanlara yardım etmek için zamanının çoğunu harcamaya gönüllüydü.
Thank you for helping me. Don't mention it.
- Bana yardım ettiğiniz için teşekkür ederim. Bir şey değil.
Advanced countries must give aid to developing countries.
- Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
I expect him to come to our aid.
- Onun bize yardım etmeye gelmesini istiyorum.
I am always ready to help you.
- Ben her zaman sana yardım etmeye hazırım.
Give help to anyone who needs it.
- Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
They assisted the painter financially.
- Mali olarak ressama yardım ettiler.
I assisted her in moving the furniture.
- Mobilyayı taşımada ona yardım ettim.