yaratılmak

listen to the pronunciation of yaratılmak
Turkish - English
to be created
yarat
(Bilgisayar) compose

A nation creates music — the composer only arranges it. - Bir ulus kendi müziğini yaratır - besteci yalnızca onu düzenler.

yaratılma
(Bilgisayar) created

Not all men are created equal. - Bütün insanlar eşit yaratılmaz.

Nothing is lost, nothing is created, everything is transformed. - Hiçbir şey kaybolmaz, hiçbir şey yaratılmaz, her şey dönüşür.

yarat
{f} created

The two mirrors facing each other created a repeating image that went on to infinity. - Birbirlerine bakan iki ayna, sonsuza kadar yinelenen bir görüntü yarattı.

Human beings are created to create things. - İnsan oğlu bir şeyler yaratmak için yaratıldılar.

yarat
{f} creating

The separatist movement is creating conflict within the country. - Ayrılıkçı hareket ülke içinde çatışma yaratıyor.

Perform an experiment in creating a country from scratch. - Sıfırdan bir ülke yaratmada bir deney gerçekleştirin.

yarat
create

People of Almaty, let us create a child-friendly city! - Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!

Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website. - 354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.

Turkish - Turkish
Yaratmak işi yapılmak
Yaratma işi yapılmak: "Hepimiz birbirimiz için yaratılmışız."- A. İlhan
(Osmanlı Dönemi) CİBLET
(Hukuk) HALK ETMEK
yaratılma
Yaratılmak işi
yaratılma
(Osmanlı Dönemi) halk edilme
yaratılmak
Favorites