Turkish - English
Definition of yaratık in Turkish English dictionary
- creature
The dragon is an imaginary creature.
-Ejderha hayali bir yaratıktır.
A mouse is a timid creature.
-Bir fare çekingen bir yaratıktır.
- alien
- creature, living thing
- creature, being
- thing
- critter
- (Bilgisayar) critters
- (Tıp) monster
The unicorn is a fabulous monster.
-Tek boynuzlu at efsanevi bir yaratıktır.
- being
Human beings are social creatures.
-İnsanlar sosyal yaratıklardır.
Humans are sentient beings.
-İnsanlar duyarlı yaratıklardır.
- creature of
- criter
- wight
- yaratık gibi
- freakish
- yaratık şeklinde heykelcik
- gargoyle
- yaratıklar
- creatures
- acayip yaratık
- freak
- dev yaratık
- behemoth
- hayal ürünü korkunç yaratık
- chimera
- hayal ürünü korkunç yaratık
- chimaera
- iki cinsli yaratık
- centaur
- insana benzeyen yaratık
- hominoid
- korkunç yaratık
- bogy
- kuş başlı at gövdeli yaratık
- hippogryph
- kuş başlı at gövdeli yaratık
- hippogriff
- mitolojik bir yaratık
- (Argo) bunyip
- çirkin yaratık
- beast
- çirkin yaratık
- gargoyle
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of yaratık in Turkish Turkish dictionary
- Canlı, mahluk: "... kediye, bu aşağılık yeryüzü yaratığına küçümseme ile baktı."- H. Taner
- Canlı, mahlûk
- Yaratıklar
- mevcudat
- Yaratıklar
- mahlukat
- Yaratıklar
- mahlükat
Related Terms
yaratık
Hyphenation
ya·ra·tıkPronunciation
Resimler
History
Favorites