yaralanmış

listen to the pronunciation of yaralanmış
Turkish - English
wounded

Many thousands on both sides had been wounded. - Her iki tarafta da binlercesi yaralanmıştı.

He fell as if wounded by a bullet. - Sanki bir kurşunla yaralanmış gibi düştü.

injured

There were a few passengers in the train who were injured in the accident. - Trende, kazada yaralanmış olan birkaç yolcu vardı.

He was seriously injured in a traffic accident. - Bir trafik kazasında ciddi biçimde yaralanmıştı.

wounding
stricken
yarala
gall
yarala
{f} hurting

I didn't tell him the truth because I was afraid of hurting his feelings. - Ona gerçekleri söylemedim çünkü duygularını yaralamaktan korktum.

yarala
{f} injured

Máire was injured in an accident. - Máire bir kazada yaralandı.

No one else was injured. - Başka hiç kimse yaralanmadı.

yarala
injure

The toll from the accident was 5 persons dead and 100 persons injured. - Kaza bilançosu; 5 kişi öldü ve 100 kişi yaralandı idi.

Máire was injured in an accident. - Máire bir kazada yaralandı.

yarala
{f} gashed
yarala
{f} hurt

Tom was hurt in a traffic accident. - Tom bir trafik kazasında yaralandı.

Nobody else got hurt. - Başka hiç kimse yaralanmadı.

yarala
{f} gash
yarala
{f} wound

Thousands were killed or wounded. - Binlerce insan öldürüldü veya yaralandı

Many Union soldiers were killed or wounded. - Birçok Birliki askeri öldürüldü veya yaralandı.

düşmanlıklar yüzünden yaralanmış
(Askeri) wounded due to hostilities
muharebede yaralanmış
(Askeri) wounded in action
yarala
wounded

The soldier was wounded in the leg. - Asker bacağından yaralandı.

Six hundred thousand men were killed or wounded. - Altı yüz bin asker öldürüldü veya yaralandı.

yaralanmış
Favorites