Definition of yarısı in Turkish English dictionary
- half
The population of Italy is about half as large as that of Japan.
- İtalya'nın nüfûsu, Japonya'nınkinin yaklaşık yarısı kadardır.
Half the office took a day off.
- Ofisin yarısı izin aldı.
- of half
- yarısı kadar
- half
- yarısı kadar daha
- half as much again
- yarım elmanın yarısı o, yarısı bu
- (Konuşma Dili) They're as like as two peas in a pod
- yatak yarısı
- (Otomotiv) bearing half
- yarı
- part
We have a party tomorrow evening.
- Yarın akşam bir partimiz var.
Will you come to the party tomorrow?
- Yarın partiye gelecekmisin?
- gece yarısı
- (Konuşma Dili) the witching hour
- gece yarısı
- at midnight
- yarı
- semi
They sat in a semi-circle.
- Onlar bir yarım daire içine oturdular.
The square of any prime number is a semiprime.
- Herhangi bir asal sayının karesi bir yarıasaldır.
- yarı
- moiety
- yarı
- half
He began his meal by drinking half a glass of ale.
- Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
The dictionary contains about half a million words.
- Sözlük, yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.
- yarı
- quasi
A function that is both quasiconvex and quasiconcave is quasilinear.
- Hem yarı-dışbükey hem de yarı-içbükey olan bir fonksiyon yarı-doğrusaldır.
- yarı
- quasi-
- yarı
- para-
- nerdeyse yarısı
- nearly half
- ağustosun yarısı yaz, yarısı kıştır
- (Atasözü) Somewhere in the middle of August the weather breaks
- beyin yarısı
- (Anatomi) cerebral hemispheres
- bir elmanın iki yarısı
- as like as two peas
- bir elmanın iki yarısı gibi benzemek
- be as tweedledum and tweedledee
- elmanın yarısı o, yarısı bu as
- like as two peas in a pod
- gece yarısı
- a) midnight b) at midnight
- gece yarısı
- 1. midnight. 2. in the middle of the night
- gece yarısı
- dead of night
- gece yarısı
- It's midnight
- ortaçağın ilk yarısı
- Dark Ages
- yarı
- meta
- yarı
- semi-
Sami was lying on his side in a semi-fetal position.
- Sami yarı fetal bir pozisyonda yan yatıyordu.
Farm cats are usually feral or semi-feral.
- Çiftlik kedileri genellikle vahşi veya yarı vahşidir.
- yarı
- hemi
Seasons are reversed in the southern hemisphere.
- Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.
The equator divides the globe into two hemispheres.
- Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.
- yarı
- sports half time, the half
- yarı
- half of the, half the: Öğrencilerin yarısı geldi. Half of the students have come. gece yarısı midnight
- yarı
- half of, mid-: Yarı ömrüm bitti. Half of my life is over. Yarı yolda kaldık. We were left stranded in the middle of our journey. yarı gece midnight. yarı yün yarı poliyester bir kazak a sweater that's half wool and half polyester
- yarı
- halfway, half, only partially: yarı açık half open. Yarı anladı. He halfway understood. yarı pişmiş et underdone meat. yarı cahil semiliterate. yarı göçebe seminomadic/ seminomad. yarı resmi semiofficial
- yarı
- halves
Never do things by halves.
- Hiçbir işi yarım yamalak yapma.
You shouldn't do things by halves.
- İşleri yarım bırakmamalısın.