yarılanma

listen to the pronunciation of yarılanma
Turkish - English

Definition of yarılanma in Turkish English dictionary

yarılanma süresi
half life period
yarılanma süresi
half life
yarı
part

After the birth of your child, you should make your work part-time. - Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.

We have a party tomorrow evening. - Yarın akşam bir partimiz var.

yarı
semi

The women paraded around seminude. - Kadınlar neredeyse yarı çıplak geçit töreni yaptı.

The square of any prime number is a semiprime. - Herhangi bir asal sayının karesi bir yarıasaldır.

yarı
moiety
yarı
half

Please wait half an hour. - Lütfen yarım saat bekle.

He began his meal by drinking half a glass of ale. - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

yarı
quasi

A function that is both quasiconvex and quasiconcave is quasilinear. - Hem yarı-dışbükey hem de yarı-içbükey olan bir fonksiyon yarı-doğrusaldır.

yarı
quasi-
yarı
para-
etkin yarılanma süresi
effective half-life
yarı
meta
yarı
semi-

Sami was lying on his side in a semi-fetal position. - Sami yarı fetal bir pozisyonda yan yatıyordu.

They sat in a semi-circle. - Onlar bir yarım daire içine oturdular.

yarı
hemi

Tomorrow's total eclipse of the sun will be visible from the southern hemisphere. - Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.

The United States is in the Northern Hemisphere. - Amerika Birleşik Devletleri Kuzey Yarım kürededir.

yarı
sports half time, the half
yarı
half of the, half the: Öğrencilerin yarısı geldi. Half of the students have come. gece yarısı midnight
yarı
half of, mid-: Yarı ömrüm bitti. Half of my life is over. Yarı yolda kaldık. We were left stranded in the middle of our journey. yarı gece midnight. yarı yün yarı poliyester bir kazak a sweater that's half wool and half polyester
yarı
halfway, half, only partially: yarı açık half open. Yarı anladı. He halfway understood. yarı pişmiş et underdone meat. yarı cahil semiliterate. yarı göçebe seminomadic/ seminomad. yarı resmi semiofficial
yarı
halves

Never do things by halves. - Hiçbir işi yarım yamalak yapma.

You shouldn't do things by halves. - İşleri yarım bırakmamalısın.

yarılanmak
to be half done, be half finished
Turkish - Turkish
Yarılanmak işi
Yarı
nim
yarı
Yağ çömleğinin ağzına gerilen deri
yarı
Yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak: "Arkasından yarı şaka, yarı sitem ilave ediyor."- A. İlhan
yarı
Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Futbolda 45 dakikalık her iki dönemden biri
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf: "Ziyafet neşe içinde gece yarısına kadar sürdü."- R. H. Karay
yarı
(Osmanlı Dönemi) nısf
yarılanmak
Yarıya gelinmek, yarısına varılmak