yarık,yarık

listen to the pronunciation of yarık,yarık
Turkish - English
{i} slit
To cut a narrow opening

He slit the bag open and the rice began pouring out.

{v} to cut or rend lengthwise, divide, split
{n} a long cut or rent, a long narrow opening
Fente Arrow-slit Narrow opening in a wall for discharge of arrows and admittance of light See also arrow-loop
sing
a long narrow opening
{i} strait and narrow cut or opening
To cut printed sheets or webs into two or more sections by means of cutting wheels on a press or folder
pers
To cut a roll of stock to specified widths Either rotary or stationary knives or blades are used with mechanical unwinding and rewinding devices Also applied to sheet material, as boxboard
To split in two parts
a long narrow opening a narrow fissure cut a slit into; "slit the throat of the victim" make a clean cut through; "slit her throat
a depression scratched or carved into a surface
cut a slit into; "slit the throat of the victim"
A slit is a long narrow cut. Make a slit in the stem about half an inch long
If you slit something, you make a long narrow cut in it. They say somebody slit her throat He began to slit open each envelope She was wearing a white dress slit to the thigh
pres
a narrow fissure
{f} cut open along a line, make a straight narrow cut, cut lengthwise; cut into strips
obscene terms for female genitals
yarık
hiatus
yarık
crevasse
yarık açmak
slot
yarık
tear
yarık
vent
yarık
chap
yarık
slot
yarık
split, cleft, cloven; slit
yarık
cloven
yarık
fissure
yarık
chappy
yarık
split, cleft, fissure; slit, chink
yarık
split
yarık
Chink
yarık
interstice
yarık
split, cleft; crack, split, cut, rift, fissure, incision, chink, cleavage, slot, rent, gap
yarık
rift
yarık
cleft
yarık
cranny
yarık
(derin) chasm
yarık
(Anatomi) hiatus
yarık
rent
yarık
incision
yarık
slit
yarık
crevice
yarık
shake
yarık
cut
yarık
breach
yarık
gash
yarık
mining kerf, undercut
yarık
scissure
yarık anten
slot antenna
yarık açmak
gash
yarık bilezik
split ring
yarık damak
cleft palate
yarık dudak
harelip
yarık eleron
slotted aileron
yarık flap
split flap
yarık halka
split ring
yarık kanat
slotted wing
yarık perçin
split rivet
yarık püskürmesi
fissure eruption
yarık somun
split nut
yarık yatak
split bearing
derin ve dar yarık
(Çevre) ravine
derin yarık
crevasse
besleyici yarık akıntısı
(Askeri) rip feeder current
burnu yarık flap
(Havacılık) nose split flap
dudakı yarık
harelipped
topukta oluşan yarık
kibe
Turkish - Turkish

Definition of yarık,yarık in Turkish Turkish dictionary

yarık
Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak, gedik, rahne
yarık
Anlaşmazlık, bölünme: "Şimdiden birtakım yarıklar açan siyasi rekabetten başka ne mana verilebilirdi?"- Y. K. Karaosmanoğlu
yarık
Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak, gedik, rahne. İnce bir çizgi durumunda açılmış yara: "Kendini göstermek için terliklerini yarık topuklu tabanlarında şaplata şaplata geçmişti."- H. Taner
yarık
Anlaşmazlık, bölünme
yarık
Yarılarak açılmış veya yarılarak oluşmuş
yarık
Küçük bir ışık demeti elde etmek için ışık kaynağının önüne konulan, saydam olmayan bir düzlem üzerine açılmış, dikdörtgen biçiminde küçük delik
yarık
İnce bir çizgi durumunda açılmış yara
tabanı yarık
Korkak, güven vermeyen kimse