yarı-

listen to the pronunciation of yarı-
Turkish - English
hemi-
yarı-deneysel
quasi-experimental
yarı-sentetik
(Kimya) semi-synthetic
yarı-ünlü
(Dilbilim) semi vowel
ilk yarı
first half
iri yarı
burly
yarı
part

Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone. - Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.

I'm going to give a birthday party for my friend tomorrow. - Yarın arkadaşım için doğum günü partisi vereceğim.

yarı askeri
paramilitary
birinci yarı
first half
biyolojik yarı ömür
(Biyoloji) biological half-life
yarı
semi

The team won the semifinals and advanced to the finals. - Takım yarı finali kazandı ve finale yükseldi.

We dated on a semi regular basis until she moved to Australia. - O Avustralya'ya taşınana kadar yarı düzenli aralıklarla buluştuk.

yarı kesikli süreç
(Gıda) semi batch process
yarı ünlü
semivowel
yarı ünlü
(Dilbilim) semi vowel
yarı ünlü
(Dilbilim) semi-vowel
yarı/muhabir üye
associate
yarı
moiety
yarı
half

The population of Italy is about half as large as that of Japan. - İtalya'nın nüfûsu, Japonya'nınkinin yaklaşık yarısı kadardır.

He began his meal by drinking half a glass of ale. - Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

yarı
quasi

A function that is both quasiconvex and quasiconcave is quasilinear. - Hem yarı-dışbükey hem de yarı-içbükey olan bir fonksiyon yarı-doğrusaldır.

yarı
quasi-
yarı
para-
yarı sıvılık
viscosity
Yarı sömürge
semi-colony
itiraf edilmiş bir suç yarı ıslah edilmiş demektir
(Atasözü) A fault confessed is half-redressed
yarı akut
semi-acute
yarı açmak
gash
yarı başkanlık sistemi
Semi-presidential system
yarı kurak
(Coğrafya) Semiarid, semi-arid
yarı saydam
Translucent, diaphanous
yarı yolda
midway
çok iri yarı kimse
very big one
Yarı insan yarı boğa canavar
Minotaur
baştaki yarı ünlü
(Dilbilim) initial glide
biyolojik yarı zaman
(Biyoloji) biological half-time
biyolojik yarı-ömür
biological half-life
bozuk yarı-iletken
(Elektrik, Elektronik) degenerate semiconductor
dipnot yarı penceresi
(Bilgisayar) footnote pane
dönüş yarı çapı
turning radius
eksi yarı dönem
(Bilgisayar) negative half-wave
fiziki yarı zaman
(Çevre) physical half-time
hidrolik yarı çap
(Tarım) hydraulic head
iri yarı
stout
iri yarı
portly
iri yarı
big
iri yarı
hefty
iri yarı
beefy
iri yarı
chopping
iri yarı
amply dimensioned
iri yarı tip
spanker
iri yarı tip
husky
iri yarı ve dinç
strapping
iri yarı ve dinç kimse
strapper
kapalı ve yarı kapalı denizler
(Hukuk) enclosed and semi-enclosed seas
pozitif yarı eksen
(Matematik) number ray
radyoaktif yarı-ömür
radioactive half-life
serpinti yarı zamanı
(Çevre) half-residence time
seyahat yarı çapı
(Havacılık) cruising radius
yarı
meta
yarı
semi-

Sami was lying on his side in a semi-fetal position. - Sami yarı fetal bir pozisyonda yan yatıyordu.

They sat in a semi-circle. - Onlar bir yarım daire içine oturdular.

yarı
hemi

Tomorrow's total eclipse of the sun will be visible from the southern hemisphere. - Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.

Seasons are reversed in the southern hemisphere. - Mevsimler Güney yarım kürede tersine çevrilir.

yarı
sports half time, the half
yarı
half of the, half the: Öğrencilerin yarısı geldi. Half of the students have come. gece yarısı midnight
yarı
half of, mid-: Yarı ömrüm bitti. Half of my life is over. Yarı yolda kaldık. We were left stranded in the middle of our journey. yarı gece midnight. yarı yün yarı poliyester bir kazak a sweater that's half wool and half polyester
yarı
halfway, half, only partially: yarı açık half open. Yarı anladı. He halfway understood. yarı pişmiş et underdone meat. yarı cahil semiliterate. yarı göçebe seminomadic/ seminomad. yarı resmi semiofficial
yarı
halves

Never do things by halves. - Hiçbir işi yarım yamalak yapma.

You shouldn't do things by halves. - İşleri yarım bırakmamalısın.

yarı ahşap
half-timbered
yarı ahşap
half timbered
yarı aktif lazer güdümlü mermi
(Askeri) semiactive laser-guided projectile (USN)
yarı arktik
subarctic
yarı at yarı balık olan canlı
sea horse
yarı açık
ajar
yarı ağır siklet
cruiser weight
yarı balık yarı kertenkele canlı
ichthyosaurus
yarı belden aşağı below the waist
from the waist down
yarı belden yukarı above the waist
from the waist up
yarı bele kadar
waist-deep
yarı bele kadar
waist-high
yarı bele kadar soyunmak
strip to the waist
yarı belgesel film
docudrama
yarı belgesel oyun
docudrama
yarı bilinçli
semiconscious
yarı bitmiş
semimanufactured
yarı bitmiş
semifinished
yarı bodrum
semibasement
yarı buçuk
1. piddling, trifling, trivial. 2. poor, sorry, third-rate, two-bit, crummy
yarı bükülmüş iplik
rove
yarı ciddi yarı komik
serio comic
yarı devre
half time
yarı değerli
semiprecious
yarı değerli taş
semiprecious stone
yarı dini
quasi religious
yarı dubleks/yarı çift yönlü
(Askeri) half duplex
yarı final
semifinal

The team won the semifinals and advanced to the finals. - Takım yarı finali kazandı ve finale yükseldi.

yarı finalist
semifinalist
yarı fiyatına
at half price, at half the usual price, half-price
yarı genişlik
half-width
yarı gerçek
half truth
yarı geçirgen
yarıgeçirgen
yarı giyinik biçimde
in dishabille
yarı giyinik olma
dishabille
yarı gölge
penumbra
yarı gönüllü
semivoluntary
yarı güç
half power
yarı ikili
half-duplex
yarı iletken
yarıiletken
yarı inme
path. hemiplegia
yarı insan yarı balık olan deniz tanrısı
triton
yarı insan yarı keçi olan kır tanrısı
satyr
yarı ipek
half-silk
yarı kadın yarı kuş canavar
Harpy
yarı kalifiye
semiskilled
yarı kalıcı
semi permanent
yarı kalıcı boya
semi permanent color
yarı kalınlık
half-thickness
yarı kapalı
semiclosed
yarı kapantılı ünsüz
affricate
yarı kaynatma
partial boiling
yarı kaynatmak
to half-boil
yarı kaynatmak
parboil
yarı kesiksiz
semicontinuous
yarı keten
half linen
yarı keçi yarı insan orman tanrısı
faun
yarı kromozomlu
haploid
yarı kurulu
at half cock
yarı kör
owl eyed
yarı mamul
semi-finished
yarı mamul
semifinished product
yarı monteli
sub-assembly
yarı müstakil
semi-detached
yarı nemli
subhumid
yarı otomatik
(tabanca) self-loading
yarı otomatik
semiautomatic
yarı perdövites
semi-stall
yarı pişmiş
half baked
yarı rafine
semirefined
yarı reaksiyon
half reaction
yarı resmi
officious
yarı resmi
quasi official
yarı römork
semitrailer
yarı römorka monte edilmiş bez depo
(Askeri) semi-trailer mounted fabric tank
yarı saha
territory
yarı saha
half
yarı saydam
diaphanous
yarı sert
semirigid
yarı sucul yılan
(Tabiat Doğa) (sürüngen, Fam: Natriciteres) ring-snake, grass snake
yarı sözcük
half-word
yarı sürekli
semi-permanent
yarı sıvı
semiliquid
yarı sıvı
semifluid
yarı tanrı
demigod
yarı tanrıça
heroine
yarı ton
halftone
yarı toplayıcı
half-adder
yarı uyanık
semiconscious
yarı uzun
semilong
yarı <span class="word-self">yarıspan>ya
half and half
yarı <span class="word-self">yarıspan>ya
1. halfway, half. 2. in half, equally, fifty-fifty
yarı <span class="word-self">yarıspan>ya
fifty-fifty; half and half
yarı <span class="word-self">yarıspan>ya karışım
half and half
yarı yavaş
andante
yarı yaşam
half-life
yarı yolda
halfway

Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii. - Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım.

Don't give up halfway. - Yarı yolda pes etmeyin.

yarı yolda bırakan
quitter
yarı yolda bırakmak
to leave in the lurch
yarı yolda bırakmak
to leave (someone) in the lurch, leave (someone) high and dry
yarı yoldaki
midway
yarı yoldaki otel
half way house
yarı yük
half load
yarı yün
half wool
yarı çekili bayrak flag flying
at half mast
yarı çelik
semi-steel
yarı çelik
semisteel
yarı çevrim
half-cycle
yarı çıplak
in state of undress
yarı ünlü
glide
yarı ünlü başlangıcı
(Dilbilim) on glide
yarı ünlü ile ilgili olmak
semivocal
yarı ürün
(Endüstri) semi-manufactured
yarı ürün
(Endüstri) semifinished product
yarı ışın
half ray
yarı şeffaf
translucent
yerin yarı gölgesi
(Astronomi) penumbra of the earth
yük intikal harekat merkezi; tamamlayıcı metal-oksit yarı iletkeni
(Askeri) cargo movement operations system; complementary metal-oxide semiconductor
Turkish - Turkish

Definition of yarı- in Turkish Turkish dictionary

YARI ÜMMİ
(Osmanlı Dönemi) Yazıyı tam yazamayan
YARI ÜMMİ
(Osmanlı Dönemi) İlmi daha ziyade ilhama istinad eden
Yarı
nim
ikinci yarı
Futbol oyununda iki devreden sonuncusu
ilk yarı
Futbol, basketbol vb. karşılaşmalarda iki devreden ilki
iri yarı
İri yapılı
yarı
Yağ çömleğinin ağzına gerilen deri
yarı
Yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak
yarı
Gereğinden az, tam olmayarak: "Arkasından yarı şaka, yarı sitem ilave ediyor."- A. İlhan
yarı
Bir şeyin yarısı kadar olan, yarım olan
yarı
Futbolda 45 dakikalık her iki dönemden biri
yarı
Bir bütünü oluşturan iki eşit parçadan her biri, nısıf: "Ziyafet neşe içinde gece yarısına kadar sürdü."- R. H. Karay
yarı
(Osmanlı Dönemi) nısf
yarı alan
Yarışma veya müsabaka alanını ortadan ikiye bölen orta çizginin iki yanında kalan ve her birinde bir takımın yer aldığı alan, yarı saha
yarı asalak
Yarım asalak
yarı açık ceza evi
Cezalarının bir kısmını tamamlamış, iyi hâlleri görülen tutukluların geri kalan sürelerini çiftçilik, el sanatları vb. işlerle geçirebilecekleri, dıştan korunmasız olmasına karşın, kaçmaya karşı engelleri olan ceza evi
yarı ağır sıklet
Boksta 75 kg dan 81 kg a kadar olan ağırlıklara verilen ad
yarı başkalaşma
Böceklerde kurtçuk evresi görülmeyen başkalaşma türü
yarı başkanlık
Başkanlık rejimi ile parlamenter sistemi birleştirmeyi hedefleyen siyasi rejim
yarı bel
Bel hizası
yarı belgesel
Bütünüyle belgesel nitelikli olmayan
yarı buçuk
Çok az, baştan savma
yarı final
Sona kalacak iki takımı belli eden karşılaşmalar
yarı finalist
Yarı finale yükselen sporcu veya takım
yarı gece
Gecenin ortası
yarı geçirgen
Aynı eritici içindeki iki eriyiği birbirinden ayıran ve eriticiyi geçirdiği hâlde erimiş cisimleri geçirmeyen (çeper)
yarı geçirgenlik
Yarı geçirgen olma durumu
yarı gölge
Bir ışık kaynağı önüne konulan saydam olmayan bir cismin gerisindeki ekran üzerine vuran gölgesinin çevresinde görülen, çok koyu karanlık olmayan bölümü
yarı göçebe
Hem yerleşik hem de göçebe hayatını birlikte yaşayan topluluk
yarı göçebelik
Yarı göçebe olma durumu
yarı iletken
Elektrik akımını tam iletmeyen metal dışı madde
yarı karanlık
Aydınlık ile karanlık arası bir durum
yarı kurak
Yeterince su alamayan coğrafi bölge
yarı kübik
Parabol
yarı küre
Yer veya gök küresinin Ekvator'la bölünmüş iki yarısından her biri, yarım küre
yarı mamul
Tam işlememiş
yarı orta sıklet
Boksta 71 kg dan 75 kg a kadar olan ağırlıklara verilen ad
yarı otomatik
Tam otomatik olmayan cihaz veya otomobil
yarı sanayileşme
Sanayileşme sistemini tam oturtmamış veya kuramamış sanayi
yarı saydam
Işığı geçiren, fakat arkasındaki nesnelerin sınırlarını ve biçimini belirgin olarak göstermeyen (nesne)
yarı saydamlık
Işığı geçirmekle birlikte arkasındaki nesneyi belirgin olarak göstermeyen nesnelerin özelliği, niteliği
yarı son
Yarı final
yarı sonuç
Sonucun yarısı
yarı <span class="word-self">yarıspan>ya
Yarısı birine, yarısı öbürüne olarak
yarı <span class="word-self">yarıspan>ya
Yarısı kadar
yarı ünlü
Akıcı ünsüzlerin en bol sesli olanları: y, ğ
English - Turkish

Definition of yarı- in English Turkish dictionary

yarı kurak
(Coğrafya) Yeterince su alamayan (coğrafi bölge)
yarı-
Favorites