I am training hard so that I may win the race.
- Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
The United States had won the race to the moon.
- Amerika Birleşik Devletleri, aya yarışı kazandı.
A fast child may win the race, but even a slow child can compete.
- Hızlı bir çocuk yarışı kazanabilir fakat yavaş bir çocuk bile yarışabilir.
Ten teams competed for the prize.
- On takım ödül için yarıştı.
The wrestler had his right leg broken in a bout.
- Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
We can't compete with that.
- Biz onunla yarışamayız.
Nobody can compete with that.
- Hiç kimse onunla yarışamaz.
Many students took part in the contest.
- Çok sayıda öğrenci yarışmaya katıldı.
He was disqualified from taking part in the contest.
- O, yarışmaya katılmaktan diskalifiye edildi.
What's your favorite racing game?
- Gözde yarış oyunun nedir?
He knows better than to spend all his money on horse racing.
- Bütün parasını at yarışına harcamayacak kadar akıllı.
She was strong enough to run a 10-mile race.
- 10 millik bir yarışı koşmak için yeterince güçlüydü.
I was exhausted after running the race.
- Yarışta koştuktan sonra bitkindim.