Do you go?.
Did you do it by yourself?
- Onu kendin mi yaptın?
The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
- Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
She doesn't know who built those houses.
- O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
He doesn't know who built those houses.
- O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
- Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
I'm doing this for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
Can you do it in one day?
- Onu bir günde yapabilir misin?
I want to do it myself.
- Onu kendim yapmak istiyorum.
Bottles of beer are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk.
- Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.
Don't be afraid of making mistakes.
- Hatalar yapmaktan korkmayın.
Tom worries about making mistakes at work.
- Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
The coroner is performing an autopsy on Tom to find out why he died.
- Adli tabip onun neden öldüğünü bulmak için Tom üzerinde bir otopsi yapıyor.
Dr. Jackson is performing an autopsy.
- Dr. Jackson otopsi yapıyor.
He cannot have done such a thing.
- Öyle bir şey yapmış olamaz.
If it had not been for her help, you would never have done it.
- Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.
A molecule is made up of atoms.
- Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
She has made up her mind to go to America to study.
- O, eğitim yapmak için Amerika'ya gitmeye karar verdi.
Tom doesn't know what to make of this.
- Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
I'm not quite sure what to make of this.
- Bununla ilgili ne yapacağımdan pek emin değilim.
The conference is to be held in Tokyo the day after tomorrow.
- Konferans öbür gün yapılacak.
Rio's carnival is held in February.
- Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
They voted to create a committee.
- Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
The committee had a long session.
- Komite uzun bir oturum yaptı.
Butter is made from milk.
- Tereyağı sütten yapılır.
Bottles of beer are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
A good daughter will make a good wife.
- İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
The baby is asleep. Don't make a noise.
- Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
He committed an illegal act.
- O, yasa dışı bir eylem yaptı.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
- Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.