yapımı

listen to the pronunciation of yapımı
Turkish - English

Definition of yapımı in Turkish English dictionary

yapım
production

The production has visual appeal for the audience. - Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.

yasa yapımı ile ilgili
(Hukuk) legislative
el yapımı
handmade

Tom and Mary bought a handmade rug. - Tom ve Mary el yapımı bir halı aldı.

I value handmade things. - El yapımı şeylere değer veriyorum.

insan yapımı
man-made
insan yapımı
artifact
insan yapımı
man made
kafes yapımı
(İnşaat) latticework
konut yapımı
house construction
mobilya yapımı
furniture making
peynir yapımı
cheesemaking
saat yapımı
clock and watch making
sözlük yapımı
lexicography
yapım
civil work
yapım
processing
yapım
(Ticaret) product

The production has visual appeal for the audience. - Yapımın seyirciler için görsel bir çekiciliği var.

yapım
fabrication
yapım
make

I think Tom's homemade cookies are better than the ones Mary makes. - Sanırım Tom'un ev yapımı kurabiyeleri Mary'nin yaptıklarından daha iyi.

Tom is a model maker. - Tom bir maket yapımcısıdır.

yapım
(Bilgisayar) build

A new school building is under construction. - Yeni bir okul binası yapım aşamasında.

The money was appropriated for building the gymnasium. - Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.

yapım
{i} making

Movie making is an exciting job. - Film yapımı heyecan verici bir iştir.

That old man had been making homemade whiskey for fifty years. - O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.

yapım
manufacturing
yapım
construction

The building is under construction. - Bina yapım aşamasındadır.

A new road is under construction. - Yeni bir yol yapım aşamasındadır.

yapım
manufacture
sac yapımı
steel making
beton yapımı
(İnşaat) concrete manufacture
bina yapımı
(İnşaat) building construction
derleyici yapımı dizgesi
(Bilgisayar,Teknik) compiler building system
derleyici yapımı sistemi
(Bilgisayar,Teknik) compiler building system
el yapımı
freehand
el yapımı
freehanded
el yapımı mı
Is it handmade
ev yapımı
homemade

That old man had been making homemade whiskey for fifty years. - O yaşlı adam elli yıldır ev yapımı viski imal etmekteydi.

I think Tom's homemade cookies are better than the ones Mary makes. - Sanırım Tom'un ev yapımı kurabiyeleri Mary'nin yaptıklarından daha iyi.

ev yapımı içki
homebrew
gemi yapımı
shipbuilding
giden hat yapımı
(Bilgisayar) line build out
harita yapımı
mapping
makine yapımı
machinemade
merdiven yapımı
stair building
okul binası yapımı
school building construction
program yapımı
programing
program yapımı
programming [Brit.]
sözcük yapımı
word formation
tavan yapımı
ceiling construction
terzi yapımı
tailormade
tonoz yapımı
vaulting
yapım
design
yapım
med. anabolism
yapım
manufacture, manufacturing, production, making
yapım
construction, building
yapım
formation
yapım
programme [Brit.]
yapım
make up
yapım
production (of a film, a television program)
yapım
program
yapım
construction, building; manufacture, production" " imal; production prodüksiyon
yapım
{i} programme
yol yapımı
road building, road making
çatı yapımı
roofing
çerçeve yapımı
(İnşaat,Teknik) frame construction
Turkish - Turkish

Definition of yapımı in Turkish Turkish dictionary

Yapım
prodüksiyon
Yapım
imal
yapım
Anabolizma
yapım
Yapmak işi, inşa, imal
yapım
Bir filmin çevrilmesi veya bir radyo, televizyon programının hazırlanması için gerekli çalışmaların tümü ve bu çalışmaların ürünü, produksiyon. Özümleme
yapım
Ham maddeyi el veya makine ile işleyerek mal üretme, imal
yapım
Yapma işi, inşa, imal
yapım
Bir filmin çevrilmesi veya bir radyo, televizyon programının hazırlanması için gerekli çalışmaların tümü ve bu çalışmaların ürünü, produksiyon
yapımı
Favorites