I also tried a couple of configurations with my laptop.
You can adjust game configuration options when starting the game for the first time.
 - Oyuna ilk kez başlarken oyunu yapılandırma seçeneklerini ayarlayabilirsiniz.
You can adjust game configuration options when starting the game for the first time.
 - Oyuna ilk kez başlarken oyunu yapılandırma seçeneklerini ayarlayabilirsiniz.
I need to configure this server with an appropriate firewall system.
 - Uygun bir güvenlik duvarı sistemiyle bu sunucuyu yapılandırmam gerekiyor.
I need to configure this server with an appropriate firewall system.
 - Uygun bir güvenlik duvarı sistemiyle bu sunucuyu yapılandırmam gerekiyor.
A new road is under construction.
 - Yeni bir yol yapım aşamasındadır.
The bridge is under construction.
 - Köprü yapım aşamasındadır.
I studied the structure of Ainu families.
 - Auni ailelerinin yapısını inceledim.
Skyscrapers are beautiful structures.
 - Gökdelenler güzel yapılardır.
A man cannot be made in a mold.
 - Bir insan, bir kalıp içinde yapılamaz.
She has a robust constitution.
 - Onun sağlam bir yapısı var.
They are building a house.
 - Onlar bir ev yapıyorlar.
The building was built in 1960.
 - Bina 1960'ta yapıldı.
The building will be made of concrete on a steel framework.
 - Yapı, çelik iskelet üzerine betondan yapılacaktır.
The whole framework was made of iron.
 - Bütün iskelet demirden yapıldı.
Structurally it's in good shape.
 - Yapısal olarak iyi durumda.
Chomsky is a structural linguist.
 - Chomsky bir yapısal dil bilimcidir.
It is important that you attach your photo to the application form.
 - Başvuru formuna fotoğrafınızı yapıştırmanız önemlidir.
No formal action was taken.
 - Resmi bir işlem yapılmadı.
She knows how to make candy.
 - Nasıl şekerleme yapılacağını bilir.
He knows how to make a radio.
 - Nasıl bir radyo yapılacağını bilir.
The rightmost lane is now under construction.
 - En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.
A new road is under construction.
 - Yeni bir yol yapım aşamasındadır.
India ink produces an interesting pattern when used as a dye.
 - Çini mürekkebi boya olarak kullanıldığı zaman ilginç bir yapı üretir.
The tourists scare away the animals and disrupt their natural activity patterns.
 - Turistler hayvanları korkuturlar ve onların doğal aktivite yapılarını bozarlar.
You can adjust game configuration options when starting the game for the first time.
 - Oyuna ilk kez başlarken oyunu yapılandırma seçeneklerini ayarlayabilirsiniz.
It is necessary to look more carefully into the demographic configuration of this region.
 - Bu bölgenin demografik yapısına daha dikkatli bakılması gerekir.
He's making a table in his workshop.
 - Atölyesinde bir tablo yapıyor.
He works as a teacher, but actually he's a vampire.
 - Öğretmenlik yapıyor ama aslında bir vampir.
This building is a capsule hotel lodging men and women.
 - Bu yapı erkekleri ve kadınları konaklayan kapsül bir oteldir.
This building is made of stone.
 - Bu bina taştan yapılmıştır.
Tom is majoring in chemistry.
 - Tom kimyada ihtisas yapıyor.
Do you study chemistry?
 - Kimya öğrenimi yapıyor musun?
Tom was given a blood transfusion.
 - Tom'a kan nakli yapıldı.
Tom couldn't just sit by and watch Mary being bullied.
 - Tom sadece yanında oturup Mary'ye zorbalık yapılmasını izleyemedi.
I was disappointed at there being so little to do.
 - Yapılacak çok az şey olması beni hayal kırıklığına uğrattı.
The building will be made of concrete on a steel framework.
 - Yapı, çelik iskelet üzerine betondan yapılacaktır.
The whole framework was made of iron.
 - Bütün iskelet demirden yapıldı.
Muscles are made of hundreds of thin fibers.
 - Kaslar yüzlerce ince liften yapılmıştır.
These warm socks are made from alpaca fiber.
 - Bu kışlık çoraplar alpaka liften yapılır.
The new edifice of the theatre looks very splendid.
 - Tiyatronun yeni yapısı çok görkemli görünüyor.
Use the highest heat settings only when you're ironing fabrics made of natural fibers like cotton or linen.
 - Sadece pamuk ve keten gibi doğal liflerden yapılmış kumaşları ütülerken en yüksek ısı ayarlarını kullanın.
The dress is made of a thin fabric.
 - Elbise ince bir kumaştan yapılmıştır.
These socks are made from bamboo fibre.
 - Bu çoraplar bambu lifinden yapılır.
Tom is doing everything within his power to improve the patients quality of life.
 - Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.
If you want quality, pay for it.
 - Eğer kalite istiyorsanız, bunun için ödeme yapın.
Death is a disgusting thing that nature has to hide, and it does it well.
 - Ölüm, doğanın gizlemesi gereken iğrenç bir şey ve bunu iyi yapıyor.
Visible from space, the Great Barrier Reef is the largest structure on Earth made by living organisms.
 - Uzaydan görülebilen Great Barrier Reef, canlı organizmalar tarafından yapılan dünyadaki en büyük yapıdır.
My mother gave me a pair of gloves of her own making.
 - Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
Tom worries about making mistakes at work.
 - Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
Because the personal computer here cannot change the system, nothing can be done.
 - Buradaki kişisel bilgisayar sistemi değiştiremediği için hiçbir şey yapılamaz.
The majority of big banks are introducing this system.
 - Büyük bankaların çoğunluğu bu sisteme geçiş yapıyor.