Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Turkish - English
Definition of yapışkanlı in Turkish English dictionary
- sticky
- sticking
- gluey
- self adhesive
- yapışkan
- adhesive
Scotch brand is a type of adhesive tape.
-Scotch brand yapışkan bir bant tipidir.
Scotch brand is a type of adhesive tape.
-Scotch brand yapışkan bir bant türüdür.
- yapışkan
- {s} sticky
This tape isn't sticky.
-Bu bant yapışkan değil
The tires are very sticky.
-Lastikler çok yapışkan.
- yapışkanlı etiket
- sticky label
- yapışkan
- tenacious
- yapışkan
- viscous
- yapışkan
- {s} adherent
- yapışkan
- {s} cohesive
- kendinden yapışkanlı etiket
- (Tıp) self adhesive label
- yapışkan
- glue
- yapışkan
- gummy
Children like gummy bears.
-Çocuklar yumuşak ve yapışkan ayıları severler.
- yapışkan
- gooey
- yapışkan
- gluon
- yapışkan
- viscidness
- yapışkan
- glutinous
- yapışkan
- colloid
- yapışkan
- cloggy
- yapışkan
- adherente
- yapışkan
- stickier
- kendinden yapışkanlı
- (zarf) self-sealing
- kendinden yapışkanlı
- self adhesive
- kendinden yapışkanlı vinil
- self-adhesive vinyls
- kendinden yapışkanlı vinil
- (Matbaacılık, Basımcılık) self adhesive vinyls
- kendinden yapışkanlı çivi
- (Tekstil) self adhesive nail cover
- yapışkan
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: sıracagiller,aslanağzıgiller) yellow bartsia, parentucellia
- yapışkan
- viscid
- yapışkan
- like a limpet
- yapışkan
- gluey
- yapışkan
- clinging
- yapışkan
- greasy
- yapışkan
- clingy
- yapışkan
- ropy
- yapışkan
- sticky, adhesive, viscid; viscous
- yapışkan
- agglutinate
- yapışkan
- sticky, adhesive, viscid, gluey, glutinous, tacky; clinging, pertinacious, importunate
- yapışkan
- sticking
- yapışkan
- clamant
- yapışkan
- boring or importunate (person) who latches onto someone like a leech, clinging, clingy
- yapışkan
- clammy
- yapışkan
- mucilaginous
- yapışkan
- sizy
- yapışkan
- slimy
Tom is covered in slimy goo.
-Tom sümüklü yapışkan maddeyle kaplı.
- yapışkan
- smear
- yapışkan
- (Anatomi) collagen
- yapışkan
- clinsiy
- yapışkan
- {s} coherent
- yapışkan
- bituminous
- yapışkan
- {s} tacky
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of yapışkanlı in Turkish Turkish dictionary
- Yapışkan
- lüzuci
- Yapışkan
- (Osmanlı Dönemi) LÜZUCÎ
- Yapışkan
- (Osmanlı Dönemi) MASİK
- yapışkan
- Yapışma özelliği olan: "Tütün yaprakları sıcakta yapışkan bir su salar."- N. Cumalı
- yapışkan
- Yapıştırıcı
- yapışkan
- Gitmek bilmeyen
- yapışkan
- Gitmek bilmeyen: "Aynı arabaya binecek kadar pişkin ve yapışkan bir gölge."- Ç. Altan
- yapışkan
- Yapışma özelliği olan
Related Terms
yapışkanlı
Hyphenation
ya·pış·kan·lıResimler
History
Favorites