yanıtsız

listen to the pronunciation of yanıtsız
Turkish - English
unanswered
answerless
yanıt
{i} reply

I do not want to reply to his letter. - Onun mektubunu yanıtlamak istemiyorum.

Thank you for your reply. - Yanıtınız için teşekkür ederim.

yanıt
{i} answer

That's very nice of you, Willie answered. - Çok kibarsın diye Willie yanıtladı.

John will not answer the question. - John soruya yanıt vermez.

yanıt
response

I'm waiting for a response from him. - Ondan bir yanıt bekliyorum.

Tom tried to elicit a response from Mary. - Tom Mary'den bir yanıt almaya çalıştı.

yanıt
(Aydınlatma) output
yanıt
return

She didn't return my calls. - O çağrılarımı yanıtlamadı.

yanıt
rejoinder
Yanıt
replique
yanıt
responds to
Yanıt
answerback
yanıt
answer, reply, response cevap
yanıt
reply , response
Turkish - Turkish
Cevabı olmayan, cevabı verilmeyen, cevapsız
yanıt
Cevap: "Türk Eli'nin uluları bu sorulara akıllıca ve gerçekçi yanıtlar bulamıyorlardı."- N. Araz
yanıt
Cevap

Talebe 256'nın karekökü on altıdır diye cevapladı. - Öğrenci 256'nın karekökü on altıdır diye yanıtladı.

yanıtsız
Favorites