Besides English, she also speaks German.
- İngilizcenin yanısıra Almanca da konuşur.
Contemporary Persian poems haven’t been known in west world as well as ancient ones.
- Eski olanlarının yanı sıra çağdaş Farsça şiirler batı dünyasında bilinmemektedir.
Television enlightens the viewers as well as entertains them.
- Televizyon izleyicileri eğlendirmesinin yanı sıra onları aydınlatır.
He speaks Spanish, not to mention English and German.
- İngilizce ve Almanca yanı sıra, İspanyolca konuşuyor.
He speaks German, not to mention English.
- İngilizcenin yanı sıra Almanca da konuşur.
He speaks two languages besides English.
- İngilizcenin yanı sıra iki dil bilmekte.
Besides being a surgeon, he was a famous writer.
- Bir cerrah olmanın yanı sıra, o ünlü bir yazardı.
In addition to English, he speaks German.
- İngilizcenin yanı sıra, Almanca da konuşur.
In addition to being a famous physicist, he is a great novelist.
- Ünlü bir fizikçi olmanın yanı sıra, o büyük bir romancıdır.
Along with Tokyo, Osaka is a center of commerce.
- Tokyo'nun yanı sıra Osaka bir ticaret merkezidir.