yamaç

listen to the pronunciation of yamaç
Turkish - English
slope, hillside; side
slope (of a hill); side (of a mountain)
declivity
fall
shoulder
hillside

The building which stands on the hillside is our school. - Yamaçta duran bina okulumuzdur.

The hillside burned all night. - Yamaç bütün gece yandı.

brow
brae
slope

We skied down the slope. - Yamaçtan aşağıya doğru kaydık.

Tom was able to ski down the slope in three minutes. - Tom üç dakika içinde yamaçtan aşağı kayabildi.

side slop
ramp
ascent
yamaç paraşütü
Paragliding
yamaç.
slopes
dik yamaç
steep slopes
Turkish - Turkish
Dağın veya tepenin herhangi bir yanı
Dağın veya tepenin herhangi bir yanı: "İndiğimiz yamacın eteğinde küçük ve eski bir köy var."- Y. K. Karaosmanoğlu
Karşı, ön, alnaç
Karşı, ön, alnaç: "Kız, hele beri gel yamacıma."- H. Taner
kaş
yamaç paraşütü
Rüzgârın yardımıyla yüksek tepe veya yar başlarından boşluğa uçurulmak üzere yapılan paraşüt
yamaç paraşütü
Bu paraşüt ile yapılan spor türü
yamaç
Favorites