yamaç

listen to the pronunciation of yamaç
Turkish - English
slope, hillside; side
slope (of a hill); side (of a mountain)
declivity
fall
shoulder
hillside

The building which stands on the hillside is our school. - Yamaçta duran bina okulumuzdur.

Tom took a picture of the cattle grazing on the hillside. - Tom yamaç üzerinde otlayan sığırın bir resmini çekti.

brow
brae
slope

We skied down the slope. - Yamaçtan aşağıya doğru kaydık.

Sage Kotsenburg won the first gold medal for the United States in the men's snowboard slopestyle. - Sage Kotsenburg kar kaykayı yamaç sitilinde Amerika Birleşik Devletleri için ilk altın madalyayı kazandı.

side slop
ramp
ascent
yamaç paraşütü
Paragliding
yamaç.
slopes
dik yamaç
steep slopes
Turkish - Turkish
Dağın veya tepenin herhangi bir yanı
Dağın veya tepenin herhangi bir yanı: "İndiğimiz yamacın eteğinde küçük ve eski bir köy var."- Y. K. Karaosmanoğlu
Karşı, ön, alnaç
Karşı, ön, alnaç: "Kız, hele beri gel yamacıma."- H. Taner
kaş
yamaç paraşütü
Rüzgârın yardımıyla yüksek tepe veya yar başlarından boşluğa uçurulmak üzere yapılan paraşüt
yamaç paraşütü
Bu paraşüt ile yapılan spor türü
yamaç
Favorites