Tom decided to go barefoot.
- Tom yalınayak gitmeye karar verdi.
He was so startled that he ran outside barefoot.
- O kadar ürkmüştü ki yalınayak dışarı koştu.
Tom isn't accustomed to walking barefooted.
- Tom yalınayak yürümeye alışkın değildir.
Her feet were bare, as was the custom in those days.
- O zamanlar âdet olduğu üzere, yalınayaktı.