yaklaşıyordu

listen to the pronunciation of yaklaşıyordu
Turkish - English
was approaching
yaklaş
(Bilgisayar) zoom in
yaklaş
(Bilgisayar) zoom
yaklaş
{f} near

Your birthday is drawing near. - Doğum günün yaklaşıyor.

Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near. - İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.

yaklaş
{f} approach

According to the weather forecast, the typhoon is likely to approach the coast. - Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.

He approached and fell on his knees. - O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.

yaklaş
{f} approximate

Dogs breathe approximately 30 times a minute. - Köpekler yaklaşık olarak dakikada otuz kez nefes alır.

The bridge is approximately a mile long. - Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.

yaklaş
come near

Don't come near the bulldog in case it bites. - Isırma ihtimaline karşın bir buldoğa yaklaşma.

Don't let that dog come near me! - O köpeği yanıma yaklaştırma!

yaklaş
{f} nearing

The end of my probation period is nearing. - Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.

We're slowly nearing the end. - Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.