Don't come near me. I have a cold.
- Bana yaklaşma, soğuk almışım.
Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
- İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
He approached and fell on his knees.
- O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
He is a hard man to approach.
- O yaklaşması zor bir adamdır.
The story approximates to historical truth.
- Hikaye tarihsel gerçeğe çok yaklaştı.
The bridge is approximately a mile long.
- Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.
Don't let anyone come near the fire.
- Herhangi birinin ateşe yaklaşmasına izin vermeyin.
Don't let that dog come near me!
- O köpeği yanıma yaklaştırma!
We're slowly nearing the end.
- Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.