yaklaşılmaz

listen to the pronunciation of yaklaşılmaz
Turkish - English
unapproachable
not accessible or able to be reached
aloof and not friendly
{a} not to be approached
discouraging intimacies; reserved; "an unapproachable executive"
discouraging intimacies; reserved; "an unapproachable executive
If you describe someone as unapproachable, you mean that they seem to be difficult to talk to and not very friendly. approachable. seeming unfriendly and therefore difficult to talk to
{s} not approachable; aloof, reserved, withdrawn; physically inaccessible; unrivaled, unmatchable
inaccessibly located or situated; "an unapproachable chalet high in the mountains"; "an unreachable canyon"; "the unreachable stars"
yaklaş
(Bilgisayar) zoom in
yaklaş
(Bilgisayar) zoom
yaklaş
{f} near

Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near. - İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.

The dictionary gathers nearly half a million words. - Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.

yaklaş
{f} approach

He approached and fell on his knees. - O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.

He is a hard man to approach. - O yaklaşması zor bir adamdır.

yaklaş
{f} approximate

Dogs breathe approximately 30 times a minute. - Köpekler yaklaşık olarak dakikada otuz kez nefes alır.

The number pi is approximately equal to 3.14 or 22/7. Its symbol is π. - Pi sayısı, yaklaşık olarak 3,14 ya da 22/7'ye eşdeğerdir. Sembolü π'dir.

yaklaş
come near

Don't let that dog come near me! - O köpeği yanıma yaklaştırma!

Don't come near the bulldog in case it bites. - Isırma ihtimaline karşın bir buldoğa yaklaşma.

yaklaş
{f} nearing

The end of my probation period is nearing. - Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.

We're slowly nearing the end. - Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.