Tom is unapproachable, isn't he?
- Tom yaklaşılamaz, değil mi?
Your birthday is drawing near.
- Doğum günün yaklaşıyor.
Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
- İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
The president is difficult to approach.
- Başkana yaklaşmak zordur.
According to the weather forecast, the typhoon is approaching Okinawa.
- Hava tahminine göre, tayfun Okinawa'ya yaklaşıyor.
The story approximates to historical truth.
- Hikaye tarihsel gerçeğe çok yaklaştı.
The bridge is approximately a mile long.
- Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.
Don't let anyone come near the fire.
- Herhangi birinin ateşe yaklaşmasına izin vermeyin.
He does not let the opponent come near him.
- O, rakibin ona yaklaşmasına izin vermez.
We're slowly nearing the end.
- Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.