Turkish - Turkish
Definition of yaka in Turkish Turkish dictionary
- Semt: "Hele bir işimizi bitirip karşı yakaya geçelim de onu sonra düşünürüz."- A.Gündüz
- Kıyı, kenar, taraf
- Semt
- Giyeceklerin boyna gelen bölümüne eklenen ve türlü biçimlerde olan parçası
- Eğik yerey
- Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü
- Yapıların saçaklarında, suyun içeriye sızmasını önlemek için kiremidin altıyla oluk arasına konulan metal levha
- Ağların alt ve üst kenarları
- Yelkenlerin köşelerine ve yakalarına denir
- Yelkenlerin kenar ve köşeleri
- Kıyı, kenar, çevre, uç
- Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü: "Paltosunun yakasını kaldırıp tenha caddeyi tutturdu."- Y. K. Karaosmanoğlu
- Kıyı, kenar, taraf: "Sokağın karşı yakasına geçtiler."- M. Ş. Esendal
- (Osmanlı Dönemi) CEYB
- (Osmanlı Dönemi) CİRBAN
- giriban
- yaka kartı
- Kurum ve kuruluşlara dışarıdan gelen kimselerin ziyaretçi olduğunu veya kurum içinde görevli personelin kimliklerini göstermek için yakaya takılan resmî kart
- balıkçı yaka
- Kazaklarda boynu saran ve katlanabilen yaka, boğazlık
- haydari yaka
- Yelek, hırka gibi giysilerin açık V harfi biçimindeki yakası
- kayık yaka
- Açıklığı omuzlara doğru olan, oval yaka
- şapşal yaka
- Dökümlü ve geniş yaka
Related Terms
Turkish - English
Definition of yaka in Turkish English dictionary
- collar
He seized the pickpocket by the collar.
-Yankesiciyi yakasından yakaladı.
The man tried to catch hold of me by the collar.
-Adam beni yakamdan yakalamaya çalıştı.
- neck
I seized the cat by the neck.
-Kediyi boynundan yakaladım.
The collar chafed her neck.
-Yaka onun boynunu yıprattı.
- clip-on
- side
Is the school on this side of the river?
-Okul, nehrin bu yakasında mı?
Our town is on the East Side of the river.
-Kentimiz nehrin doğu yakası'ndadır.
- edging
- upstand
- counterflashing
- (Askeri) corner of edge of a sail
- collar; side; bank, shore
- collarette
- side (of a stream, body of water, or street)
- dicky
- collaret
- flange
- dickey
- neckline
- yaka mikrofonu
- Lapel microphone, collar microphone
- yaka ayağı
- (Tekstil) collar stand
- yaka bandı
- (Tekstil) neckband
- yaka hattı
- (Tekstil) neckline
- yaka kartı
- badge
- yaka kartı
- name tag
- yaka kartı
- name badge
- yaka paça
- by force
- yaka paça
- forcibly
- yaka paça
- by the head and ears
- yaka silkmek
- to be fed up
- yaka silkmek
- fed up with
- yaka silkmek
- be fed up
- yaka silkmek
- be fed up with
- yaka silkmek
- fed up
- yaka silkmek
- to be fed up with
- yaka açıklığı
- collar wideness
- yaka kartı
- identification badge
- yaka numarası
- Bank ID
- yaka balinası
- collar stay
- yaka bir tarafta, paça bir tarafta
- very disheveled
- yaka bordürü
- (Tekstil) neckline collar
- yaka dökümü
- lapel
- yaka düğmesi
- stud
- yaka düğmesi
- collar stud
- yaka genişliği
- (Tekstil) collar width
- yaka iliğine takılan çiçek
- buttonhole flower
- yaka işareti
- gorget
- yaka kancası
- (Tekstil) collar hook
- yaka karton etiketi
- (Tekstil) collar tag
- yaka kartı takmak
- pin a name badge
- yaka kartı takmak
- clip a name holder
- yaka kartı takmak
- have a name tag on
- yaka kartı takmak
- clip a name badge
- yaka kartı takmak
- clip a name tag
- yaka kartı takmak
- wear a name tag on
- yaka kartı takmak
- pin a name holder
- yaka kartı takmak
- pin a name tag
- yaka keçesi
- (Tekstil) collar felt
- yaka mikrofonu
- lapel microphone
- yaka oyuntusu düşüklüğü
- (Tekstil) deep neckline
- yaka paça
- by head and shoulders
- yaka paça
- by the head and ears, by force
- yaka paça
- by main force
- yaka paça dışarı atmak
- chuck somebody out
- yaka paça dışarı atmak
- to chuck sb out (of sth)
- yaka paça etmek
- to remove (someone) by main force; to throw (someone) out (by main force)
- yaka paça götürmek
- to give sb the bum's
- yaka paça götürmek
- frog march
- yaka paça sürüklemek
- pluck smb. by the sleeve
- yaka paça çıkarmak
- chuck out
- yaka paça çıkarmak
- to give sb the bum's rush
- yaka pervazı
- (Tekstil) neckline facing
- yaka silkmek
- to get fed up with (someone)
- yaka silkmek
- to be fed up (with)
- yaka takmak
- collar
- yaka çiçeği
- boutonniere
- yaka ısırmak
- to say "God forbid!" in horror
- beyaz yaka
- white-collar
- hakim yaka
- crew neck
- mantar yaka
- (Denizbilim) top line
- mavi yaka
- blue-collar
- polo yaka
- (Tekstil) polo neck collar
- sıfır yaka
- crew neck
- v-yaka
- (Tekstil) v-neck
- V yaka
- V neck; V-necked
- balıkçı yaka
- a) turtleneck, polo neck b) turtlenecked
- balıkçı yaka
- turtleneck
- boğazlı yaka
- polo neck
- boğazlı yaka
- choker
- dar ve uzun yaka kürkü
- boa
- denizci yaka
- (Tekstil) sailor collar
- devrik yaka
- turndown
- devrik yaka
- turndown collar
- dik yaka
- dog collar
- dik yaka
- neckband
- fırfırlı yaka
- ruff
- fırfırlı yaka
- frill
- hakim yaka
- tippet
- hâkim yaka
- crew-neck
- karşı yaka
- the opposite shore, the other side
- katlanan yuvarlak yaka
- rollneck
- kürk yaka
- tippet
- kırma yaka ruff
- (collar)
- kırmalı yaka
- ruffle
- kırmalı yaka
- ruff
- polo yaka
- (tişört) polo shirt
- polo yaka
- polo neck
- sert yaka
- stiff collar
- sivil yaka rozeti
- (Askeri) lapel button
- v yaka
- v neck
- vandyke yaka
- vandyke collar
- yüksek yaka
- turtleneck
- üst yaka
- (Tekstil) top collar