We wish to invite Peter to Japan in the near future.
- Yakın zamanda Peter'ı Japonya'ya davet etmeyi istiyoruz.
It doesn't look as if that's going to happen any time soon.
- Bu yakın zamanda olacakmış gibi görünmüyor.
It's unlikely that Tom will get out of prison anytime soon.
- Tom'un yakın zamanda hapishaneden çıkacağı olası değil.
I was recently in an automobile accident.
- Yakın zamanda bir araba kazası geçirdim.
Her recently-released short story collection thrills enthusiasts of postmodern works in Esperanto.
- Onun yakın zamanda yayımlanan öykü koleksiyonu Esperanto'da post modern eserlerin meraklılarını heyecanlandırıyor.