Alienation is a common theme of twentieth-century literature.
- Yabancılaşma yirminci yüzyıl edebiyatının ortak bir teması.
A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.
- Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
I'm a stranger in these parts.
- Buralarda bir yabancıyım.
Don't poke fun at foreigners.
- Yabancılarla alay etme.
Being a foreigner, I couldn't catch on to the joke.
- Ben bir yabancı olduğum için, şakayı anlayamadım.
Don't poke fun at foreigners.
- Yabancılarla alay etme.
It's hard to learn a foreign language.
- Yabancı dil öğrenmek zordur.
A dog barks at strangers.
- Bir köpek yabancılara havlar.
The man was a total stranger.
- Adam tam bir yabancıydı.
Alienation is a common theme of twentieth-century literature.
- Yabancılaşma yirminci yüzyıl edebiyatının ortak bir teması.
Aliens prevented a major war on Earth by hidden manipulation.
- Yabancılar gizli bir manipülasyonla dünyadaki büyük bir savaşı önledi.
The voice on the phone was unfamiliar to me.
- Telefondaki ses bana yabancıydı.
I'm unfamiliar with that term.
- Ben bu terime yabancıyım.
No outsiders are allowed to enter.
- Yabancıların girmesine izin verilmez.
You're not exactly an outsider.
- Sen tam olarak bir yabancı değilsin.
They are very xenophobic.
- Çok yabancı düşmanılar.
Xenophobia is a widespread attitude in ghettos.
- Yabancı düşmanlığı gettolarda yaygın bir tutumdur.