She married him for his money, and couldn’t put up with his plain way of living.
- Parası için onunla evlendi ve onun sıradan yaşantısına katlanamadı.
People living in town don't know the pleasures of country life.
- Şehirde yaşayan insanlar kır yaşantısının zevklerini bilmezler.
Tom asked Mary many questions about life in Boston.
- Tom Mary'ye Boston'daki yaşantı hakkında birçok soru sordu.
Are you satisfied with your daily life?
- Günlük yaşantından memnun musun?