I'll stay if it rains.
- Eğer yağmur yağarsa kalacağım.
Tomorrow it will rain in the south of England.
- Yarın İngiltere'nin güneyinde yağmur yağacak.
It's about to rain; bring in the clothes.
- Yağmur yağmak üzere; giysileri getir.
It has been raining for two days.
- İki gündür yağmur yağmaktadır.
We stayed home because it was raining.
- Yağmur yağdığı için evde kaldık.
I called a cab, because it was raining.
- Bir taksi çağırdım çünkü yağmur yağıyordu.