I'm hungry. What about you?
- Ben açım. Peki ya sen?
I'm going to the beach. What about you?
- Plaja gidiyorum. Ya sen?
It's a matter of either or.
- Bu bir ya ya da konusu.
Either you or your friend is wrong.
- Ya sen ya da arkadaşın hatalı.
Either be as you seem or seem as you are.
- Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol.
Yo homes, smell ya later!.
You have to be at least 36 inches high to go on this ride.
You are all supposed to do as I tell you.
You must do as I tell you.
You must do as I tell you.
You are all supposed to do as I tell you.
Siz insanları anlamıyorum.
- I do not understand you.
Siz insanları anlamıyorum.
- I don't see your point.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't like you anymore.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't love you anymore.
Sana küçük bir şey getirdim.
- I brought you a little something.
Bu kitabı sana vereceğim.
- I will give you this book.
Sizin bir öğretmen olduğunuzu biliyorum.
- I know that you're a teacher.
Bu otobüs sizi müzeye götürecek.
- This bus will take you to the museum.
Yakında sizden haber almak için sabırsızlanıyorum.
- I am looking forward to hearing from you soon.
Sizden henüz bir cevap almadım.
- I have received no reply from you yet.
Fark bu: o senden daha çok çalışıyor.
- The difference is this: he works harder than you.
Senden küçük bir yardıma ihtiyacım var.
- I need a little help from you.
Artık seni sevmiyorum.
- I don't love you anymore.
İstasyona giderken ben seni geçtim.
- I can beat you to the station.
Ben size yardımcı olmaktan mutlu olurum.
- I will be glad to help you.
İçmek için size ne alabilirim?
- What can I get you for drinking?