She had the book with a torn cover under her arm.
- Onun kolunun altında yırtık kapaklı kitap vardı.
He has a torn calf muscle.
- Onun yırtık bir baldır kası var.
Mary thought to herself that she ought to buy a new cover for the ironing board since the old one was getting pretty tattered.
- Mary eskisi oldukça yırtık pırtık olduğundan dolayı ütü masası için yeni bir örtü alması gerektiğini düşündü.