yıllanmış

listen to the pronunciation of yıllanmış
Turkish - English
mellow
old (thing)
(içki) aged, mellow; old
aged (wine)
aged
old
time-honored
yıl
year

I saw a movie for the first time in two years. - İki yılda ilk kez bir film izledim.

He has been in Japan for three years. - O üç yıldır Japonya'da.

yıl
(Bilgisayar) years

India was governed by Great Britain for many years. - Hindistan uzun yıllardır Birleşik Krallık tarafından yönetildi.

He has been in Japan for three years. - O üç yıldır Japonya'da.

yıl
(Bilgisayar) yrs
yıl
(Bilgisayar) yr
yıl
twelvemonth
yıl
year sene
yıl
sun

As the sun rose, the stars faded away. - Güneş doğduğunda, yıldızlar kayboldu.

Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year. - Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.

yıl
period of 365 days
yıl
period of 12 months
Turkish - Turkish

Definition of yıllanmış in Turkish Turkish dictionary

yıl
Miladi takvime göre ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene: "Yıl 1919 / Mayısın on dokuzu / Ufukta duran gemi gitgide yaklaşıyor."- C. S. Erozan
Yıl
sene

Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum. - Gelecek yıl Çince öğrenmek istiyorum.

Senede dört mevsim vardır: Bahar, yaz, güz ve kış. - Bir yılda dört mevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış.

yıl
Bir gezegenin güneş çevresindeki dolanım suresine o gezegenin adı ile kullanılarak yıl denir
yıl
Yer yuvarlağının, güneş çevresinde tam bir dolanım yapması için geçen 365 gün, 5 saat ve 49 dakikalık zaman
yıl
Başlangıç tarihi belli olmayan on iki aylık süre: "Kırkı atlayalı birkaç yıl oldu."- H. E. Adıvar
yıl
Başlangıç tarihi belli olmayan on iki aylık süre
yıl
Ocak ayının birinde başlayıp aralık ayının otuz birinde sona eren on iki aylık dönem, sene
yıllanmış
Favorites