yılda bir

listen to the pronunciation of yılda bir
Turkish - English
yearly
once a year
annually
annual
yılda bir olan
yearly
kırk yılda bir
seldom

My grandmother used to go out for a walk almost every day, but now she seldom, if ever, goes out. - Büyükannem hemen hemen her gün bir yürüyüş için dışarı çıkardı fakat şimdi o nadiren, kırk yılda bir, dışarı çıkar.

She seldom, if ever, goes out after dark. - O, nadiren, kırk yılda bir, karanlık çöktükten sonra dışarı çıkar.

kırk yılda bir
if ever
dört yılda bir
once in every four years

dünya şampiyonası dört yılda bir yapılır.

altı yılda bir olan
sexennial
ayda yılda bir
once in a blue moon
ayda yılda bir
rarely

He rarely goes to church. - O, ayda yılda bir kiliseye gider.

beş yılda bir
quinquennially
beş yılda bir olan
quinquennial
dokuz yılda bir olan
novercal
dokuz yılda bir yapılan
novercal
dört yılda bir olan
quadrennial
iki yüz yılda bir olan
bicentenary
iki yılda bir
biennially
iki yılda bir olan
biennial
kırk yılda bir
once in a blue moon, seldom
kırk yılda bir
far between
kırk yılda bir
once in a lifetime
kırk yılda bir
once in a blue moon
kırk yılda bir
few and far
kırk yılın başı/başında/ yılda bir
very seldom, once in a blue moon
on yılda bir
decennially
on yılda bir olan
decennial
sekiz yılda bir olan
octennial
yahudilerin yedi yılda bir ekim yapmadığı yıl
sabbatical year
yedi yılda bir
septennially
yedi yılda bir olan
septennial
yedi yılda bir olan
septinary
yedi yılda bir yapılan izin yılı
sabbatical year
yirmi yılda bir olan
vicennial
üç yılda bir olan
triennial
yılda bir
Favorites