yıldızlar

listen to the pronunciation of yıldızlar
Turkish - English
stars
stardom
yıldız
star

That small star is the brightest. - En parlak olanı şu küçük yıldızdır.

Many nights did he spend, looking up at the stars. - O birçok geceyi yıldızlara bakarak geçirdi.

yıldızlar geçidi
galaxy
yıldızlar arası
interstellar
yıldız
etoile
yıldız
sidero-
yıldız
(Askeri) north

The North Star is very easy to find. - Kuzey yıldızını bulmak çok kolaydır.

Look, it's the North Star. - Bak, o, Kuzey Yıldızı.

yıldız
(Bilgisayar) asterisk

The footnotes are marked with an asterisk. - Dipnotlar yıldız işareti ile işaretlenmiştir.

They don't know how to use an asterisk. - Onlar bir yıldız işaretinin nasıl kullanılacağını bilmiyorlar.

yıldız
(Botanik, Bitkibilim) dahlia
yıldız
(Botanik, Bitkibilim) dahlia variabilis
yıldız
(Botanik, Bitkibilim) aster

What's the difference between asteroids and comets? - Astreoidler ve kuyruklu yıldızlar arasındaki fark nedir?

They don't know how to use an asterisk. - Onlar bir yıldız işaretinin nasıl kullanılacağını bilmiyorlar.

yıldız
ace
yıldız
celestial body

Tom doesn't know what a star is and what a celestial body is. - Tom, bir yıldızın ne olduğunu ve bir gök cisminin ne olduğunu bilmiyor.

yıldız
aster, celestial body
cüce yıldızlar
dwarf stars
cüce yıldızlar astr
dwarf stars
yıldız
(Denizcilik) north wind
yıldız
(Denizcilik) north
yıldız
astral
yıldız
(one's) star, (one's) fortune
yıldız
sidereal
yıldız
planetary
yıldız
star performer, star
yıldız
star; asterisk; ace; astral, sidereal, stellar
yıldız
asterisk, star (reference mark)
yıldız
sidero
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) SÂBİHÂT
(Hukuk) NÜCUM
(Osmanlı Dönemi) nücûm
yıldızlar arası
Yıldızlar arasında oluşan veya bulunan durum
Yıldız
(Osmanlı Dönemi) KEVKEB
Yıldız
sitare
Yıldız
(Osmanlı Dönemi) AHTER
Yıldız
kevkep
Yıldız
(Osmanlı Dönemi) CİRM
Yıldız
(Osmanlı Dönemi) BÜRC
Yıldız
KUZEY
yıldız
Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse
yıldız
Gökyüzünde görülen ışıklı gök cisimlerinden her biri
yıldız
Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse: "Cebirde, geometride, fizikte sınıfımızın yıldızı idim."- Y. Z. Ortaç
yıldız
Karagöz, Matiz ve Külhanbeyi tiplerince mum ya da ışık anlamında kullanılan sözcük
yıldız
Yıldız biçiminde olan
yıldız
Sinema ve müzikhol sanatçısı, star
yıldız
Sinema ve müzikhol sanatçısı, star: "Bir keresinde de bir yerli opera yıldızımız gelmişti."- H. Taner
yıldız
Güneş ve ay dışında gökyüzünde görülen ışıklı gök cisimlerinden her biri: "Baktık geceden fecre kadar ellerde / Yıldızlara yükselen kadehler gördük."- Y. K. Beyatlı
yıldız
Bir noktadan çevreye doğru çekilmiş birçok kısa çizgiden veya üçgenden oluşan şekil
yıldız
Baht, şans, talih
yıldız
Kuzey yönü
yıldız
Kuzeyden esen rüzgar