The thunderbolt split the oak.
- Yıldırım meşeyi ayırdı.
Tom was struck by lightning and died.
- Tom, yıldırım tarafından çarpıldı ve öldü.
Lightning hit that tower.
- Yıldırım kuleye isabet etti.
What is the difference between a lightning bolt and a lightning flash?
- Bir yıldırımla bir şimşek arasındaki fark nedir?
The lighting blinded me for a while.
- Yıldırım beni bir süre için kör etti.
The boat sank in a flash.
- Gemi bir yıldırımla battı.
I saw flashes of lightning in the distance.
- Uzaktan yıldırım flaşları gördüm.