Those people ruin their government, but they don't know how to build it again.
- O insanlar hükümetlerini yıktılar ama onu tekrar nasıl inşa edeceklerini bilmiyorlar.
The war brought ruin to the country.
- Savaş ülkeye yıkım getirdi.
They're going to knock down that monument.
- Onlar o anıtı yıkacaklar.
It took three weeks to demolish the old house.
- Eski evi yıkmak üç hafta sürdü.
Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings.
- 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.
Tom ruined his favorite shirt by washing it in water that was too hot.
- Tom onu çok sıcak olan suda yıkayarak en sevdiği gömleğini mahvetti.
Tom found his house vandalized.
- Tom evini yakılmış yıkılmış buldu.
All the buildings on this block will be demolished.
- Bu bloktaki tüm binalar yıkılacak.
This building will be demolished next month.
- Bu bina önümüzdeki ay yıkılacak.