They confirmed the importance of strengthening global precautions in order to prevent devastating losses.
- Onlar yıkıcı kayıpları önlemek için küresel önlemlerin güçlendirilmesinin önemini doğruladılar.
Pollution is bringing devastating consequences for the regional ecosystem.
- Kirliliğin bölgenin ekosistemine yıkıcı sonuçları oluyor.
Jealousy is one of the most destructive of all human emotions.
- Kıskançlık tüm insan duygularının en yıkıcı olanlarından biridir.
Indeed, computers are destructive.
- Gerçekten, bilgisayarlar yıkıcıdır.
Working shifts can be extremely disruptive to family life.
- Çalışma vardiyaları aile hayatı için son derece yıkıcı olabilir.