yık

listen to the pronunciation of yık
Turkish - English
{f} ruin

Idleness leads to ruin. - Tembellik yıkıma yol açar.

Tom ruined his favorite shirt by washing it in water that was too hot. - Tom onu çok sıcak olan suda yıkayarak en sevdiği gömleğini mahvetti.

subvert
knock down

They're going to knock down that monument. - Onlar o anıtı yıkacaklar.

{f} overthrown
demolish

A few old buildings need to be demolished. - Birkaç eski binanın yıkılması gerekiyor.

Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings. - 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.

{f} ruining
{f} ruined

Tom ruined his favorite shirt by washing it in water that was too hot. - Tom onu çok sıcak olan suda yıkayarak en sevdiği gömleğini mahvetti.

overthrew
{f} overthrow
vandalize

Tom found his house vandalized. - Tom evini yakılmış yıkılmış buldu.

{f} ruins
unbuilt
unbuild
demolished

All the buildings on this block will be demolished. - Bu bloktaki tüm binalar yıkılacak.

Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings. - 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.