yüzey,yüzey

listen to the pronunciation of yüzey,yüzey
Turkish - English
{i} surface
The locus of an equation (especially one with exactly two degrees of freedom) in a more-than-two-dimensional space
The outside hull of a tangible object
To apply a surface to something
A small plane or surface, usually capable of adjustment but not of manipulation, for preserving lateral balance in an aëroplane or flying machine
put a coat on; cover the surface of; furnish with a surface; "coat the cake with chocolate"
The reverse and obverse of a coin; can also refer to the fields only
To work over the surface or soil of, as ground, in hunting for gold
A work surface is a flat area, for example the top of a table, desk, or kitchen cupboard, on which you can work. It can simply be left on the work surface
A surface is a place in memory to draw a screen before blitting To avoid tearing finish a surface before you blit it
To rise to the surface
The material that layers the top of the court Tennis court surfaces are often made of concrete, clay or grass
this is always actually what you see - so it is a mistake, and a lost opportunity, not to make full use of it and the qualities (texturing, toolmarks etc) you can give it as a carver
or area or plane, two dimensions
Refers to the texture, both shine and hardness, of a bowling ball
A 3D geometric construction that can partition space, but cannot enclose a volume
The ability of the CAD software to recognize that a closed geometric shape represents a surface of a part Includes recognition of wireframes
To come out of hiding
That part of the side which is terminated by the flank prolonged, and the angle of the nearest bastion
yüzey
surface

The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface. - Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.

The surface of the object is fairly rough. - Nesnenin yüzeyi oldukça pürüzlü.

düz yüzey
flat
yüzey temizleyici
purpose cleaner
yüzey
surface, plane satıh
yüzey
superficies
yüzey
face

I am faced with a mountain of problems. - Ben devasa sorunlarla yüz yüzeyim.

How many vertices and faces does a pentagonal prism have? - Bir beşgen prizmanın kaç köşesi ve yüzeyi vardır?

yüzey
(a) surface
yüzey
plane

The ocean covers more than 70 percent of the surface of our planet. - Okyanuslar gezegenimiz yüzeyinin yüzde 70'inden fazlasını kaplar.

The Earth's cryosphere (the frozen water on our planet) currently covers about 10% of the Earth's surface. - Dünya'nın kriosferi (gezegenimizdeki donmuş su), şu anda dünya yüzeyinin yaklaşık % 10'unu kaplar.

yüzey
(Geometri) (a) plane
yüzey aktif
surface-active
yüzey aktif madde
surface-active agent, surfactant, tenside
yüzey akustik dalga
(Askeri) surface acoustic wave
yüzey akıntısı
(Askeri) surface drift
yüzey alanı
surface area
yüzey basıncı
surface pressure
yüzey bitirme
surface finishing
yüzey bulaşkanı
surface contaminant
yüzey bulaşımı
surface contamination
yüzey dalgası
surface wave
yüzey direnci
surface resistance
yüzey dokusu
surface texture
yüzey drenajı
surface drainage
yüzey dreni
surface drain
yüzey durumu
condition of surface
yüzey düzeltme harcı
(İnşaat) coving mortar
yüzey enerjisi
surface energy
yüzey erkesi
surface energy
yüzey erozyonu
surface erosion
yüzey gerilimi
surface tension
yüzey gürültüsü
surface noise
yüzey iletkenliği
surface conductivity
yüzey integrali
surface integral
yüzey işlemi
surface treatment
yüzey karbonu
surface carbon
yüzey kaçağı
surface leakage
yüzey kirletici
surface contaminant
yüzey kirliliği
surface contamination
yüzey koruma
surface protection
yüzey kusuru
surface defect
yüzey merkezli
face-centred
yüzey oksidasyonu
surface oxidation
yüzey oluğu
surface duct
yüzey potansiyeli
surface potential
yüzey pürüzleme
surface roughening
yüzey rüzgârı
surface wind
yüzey sertleştirme
surface hardening
yüzey sertliği
surface hardness
yüzey soğutma
surface cooling
yüzey sterilizasyonu
surface sterilization
yüzey suyu
surface water
yüzey sürtünmesi
skin friction
yüzey sıcaklığı
surface temperature
yüzey sızıntısı
surface leakage
yüzey termostatı
surface thermostat
yüzey tesviyesi
surface finish
yüzey toprağı
surface soil
yüzey yalıtımı
surface insulation
yüzey yoğunluğu
surface density
yüzey yükseltgenmesi
surface oxidation
yüzey çatlağı
surface crack
yüzey ısıdenetiri
surface thermostat
yanal yüzey
lateral face
konik yüzey  
conical surface
metal yüzey
metal surface
minimal yüzey
(Matematik) minimal surface
serbest yüzey
(Çevre) free surface
yatay yüzey
level
yuvarlak yüzey
disc
üst yüzey
top
aktif yüzey
active surface
alt yüzey
soffit
arka yüzey
back surface
dairesel yüzey
circular surface
damarlı yüzey
grain
deniz kuvvetleri yüzey ateş desteği
(Askeri) naval surface fire support
denizaltıya karşı muharebe (denizaltı savunma harbi) ; ortalama yüzey rüzgarı
(Askeri) antisubmarine warfare; average surface wind
direkt yüzey akışı
(Tarım) direct runoff
donuk yüzey
dull surface
dış yüzey
exterior surface, facing
dış yüzey
outer surface
dış yüzey
rind
dışbükey yüzey
convex surface
elektromanyetik ara yüzey; elektromanyetik müdahale (karıştrrma, titreşim)
(Askeri) electromagnetic interface; electromagnetic interference
emprenye yüzey
impregnated surface
engebeli yüzey
undulating surface
engelleme üreten yüzey
(Havacılık) drag producing surface
eğimli yüzey
escarpment
eğimli yüzey
glacis
eğimli yüzey
incline
fiber optik ara yüzey ünitesi
(Askeri) fiber optic interface unit
geometrik yüzey
geometrical surface
hareketli ara yüzey
(Tıp) moving-belt interface
izobarik yüzey
isobaric surface
izodoz yüzey
isodose surface
iç yüzey
inner surface
içbükey yüzey
concave
içbükey yüzey
concavity
kapalı yüzey
closed surface
kaygan yüzey
slippery surface
konik yüzey
conoid
konik yüzey
(Matematik) conic surface
konik yüzey
conical surface
küresel yüzey
spherical surface
kızgın yüzey
hot surface
manifold yüzey sıcaklığı
manifold surface temperature
mat yüzey
matte finish
meyilli yüzey
slant
mobilya yüzey işlemleri
furniture finishing
oluklu yüzey
(İnşaat) furrowed surface
parlak ve şeffaf yüzey
glare
parlak yüzey
glossy finish
patlama yüzey gerilimi
bursting distension
pürüzlü yüzey
orange peel effect
pürüzlü yüzey
rough surface
pürüzsüz yüzey
smooth surface
rutin hava kuvveti meteoroloji raporu (Fransızcadan çevirilmiştir; saatlik yüzey
(Askeri) routine aviation weather report (roughly translated from French; international standard code format for hourly surface weather observations)
sentetik yüzey aktif madde
synthetic surface active agent
sert yüzey
(kâğıt vb.) tooth
silindirik yüzey
cylindrical surface
sivri yüzey
(Jeoloji) crestal surface
standart yüzey
(Otomotiv) standard surface
tabii yüzey akımı
natural runoff
özgür yüzey
(Madencilik) free face
üst yüzey
upper surface, top surface
Turkish - Turkish

Definition of yüzey,yüzey in Turkish Turkish dictionary

yüzey
Bir cisimde tabanların yüzeyleri dışında, yan kenarların yüzeyi
yüzey şekilleri
Yer biçimleri, engebeler, avarız
silindirsel yüzey
Doğrultman adı verilen düzlem bir eğriye dayanarak ve durağan bir doğruya paralel olarak yer değiştiren bir ana doğrunun çizdiği yüzey
yanal yüzey
Bir cisimde tabanların yüzeyleri dışında, yan kenarların yüzeyi
yüzey,yüzey
Favorites