The surface of the object is fairly rough.
- Nesnenin yüzeyi oldukça pürüzlü.
The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.
- Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı.
The two enemies were face to face.
- İki düşman yüz yüzeydi.
Layla faced deportation back to her native Egypt.
- Leyla, doğduğu yer olan Mısır'a geri gönderilmekle yüz yüzeydi.
The ocean covers more than 70 percent of the surface of our planet.
- Okyanuslar gezegenimiz yüzeyinin yüzde 70'inden fazlasını kaplar.
The Earth's cryosphere (the frozen water on our planet) currently covers about 10% of the Earth's surface.
- Dünya'nın kriosferi (gezegenimizdeki donmuş su), şu anda dünya yüzeyinin yaklaşık % 10'unu kaplar.