Polish archaeologists are conducting scientific studies in Sudan.
- Polonyalı arkeologlar Sudan'da bilimsel çalışmalar yürütmektedirler.
An executive council was formed to discuss the new proposal.
- Yeni bir öneriyi tartışmak için bir yürütme kurulu oluşturuldu.
The executive committee appointed him the president of the company.
- Yürütme komitesi onu şirketin başkanlığına atadı.
I'm too tired to walk.
- Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
She was so tired that she couldn't walk.
- Ayrıca o çok yoruldu, yürüyemiyor.
He is used to walking long distances.
- O uzun mesafe yürümeye alışkın.
Walking is good exercise.
- Yürümek iyi egzersizdir.
A stay of execution was ordered at the eleventh hour.
- On yedinci saatte yürütmenin durdurulması emredildi.
Polish archaeologists are conducting scientific studies in Sudan.
- Polonyalı arkeologlar Sudan'da bilimsel çalışmalar yürütmektedirler.
An efficient FBI agent does not make any bones about carrying out his duties.
- Verimli bir FBI ajanı görevlerini yürütme hakkında bir şey söylemiyor.
In order to swim, you have to learn to tread water first.
- Yüzme öğrenmek için öncelikle suda yürümeyi öğrenmelisin.
Do not walk outside this area.
- Bu alanın dışında yürümeyin.